çindekiler
1.Giriş.................................................................................................................................................. 4
2. Toprak altı damla sulama sistemlerinin kullanılabilirliği................................................................ 5
2.1 Toprak altı damla sulama sistemlerinin üstünlükleri .................................................................... 6
2.1.1 Toprak ve su ile ilgili üstünlükleri.............................................................................................. 6
2.1.2 Bitki ve kültürel işlemler ile ilgili üstünlükleri........................................................................... 7
2.1.3 Sistem altyapısı ile ilgili üstünlükleri ......................................................................................... 8
2.2 Toprak altı damla sulama sistemlerini sınırlayan etmenler ........................................................... 8
2.2.1 Toprak ve su ile ilgili sınırlayıcı etmenler................................................................................... 9
2.2.2.Yetiştiricilik ve kültürel işlemler ile ilgili sınırlayıcı etmenler.................................................... 9
2.2.3 Sistem alt yapısı ile ilgili sınırlayıcı etmenler ........................................................................... 10
2.3 Toprak altı damla sulama sisteminin uygulanacağı koşullar ........................................................ 11
2.3.1 Bitki Özellikleri .......................................................................................................................... 11
2.3.2 Toprak ve Topografya Koşulları ................................................................................................ 14
2.3.3 Su Kaynağının Özellikleri........................................................................................................... 14
2.4 Toprak Altı Damla Sulama Sistemlerinin Tasarım ve Kurulumu ................................................. 15
2.4.1 Filtreleme Birimi......................................................................................................................... 16
2.4.2 Vanalar........................................................................................................................................ 17
2.4.3 Ana ve Yan(manifold) Borular................................................................................................... 18
2.4.4 Laterallar..................................................................................................................................... 18
2.4.5 Yıkama Vanaları......................................................................................................................... 21
2.5 Toprak Altı Damla Sulama Sisteminin Bakımı ve Yönetimi ....................................................... 21
SONUÇ................................................................................................................................................ 23
KAYNAKLAR ................................................................................................................................... 26
Şekil 1 Damlatıcı bölgesinde oluşan çöküntü....................................................................................... 9
Şekil 2 Bitki köklerinin neden olduğu tıkanıklık................................................................................. 11
Şekil 3 Toprak altı damla sulama sistem unsurları ............................................................................. 16
Şekil 4 Hidrosiklon filtre ..................................................................................................................... 17
Şekil 5 Hava boşaltma vanası(vantuz)................................................................................................. 18
Şekil 6 Ana ve yan borular................................................................................................................... 18
Şekil 7 Yassı ve yuvarlak lateral ......................................................................................................... 19
Şekil 8 Damlatıcı yönü......................................................................................................................... 20
Şekil 9 Örnek lateral gömme makinesi ............................................................................................... 20
Şekil 10 Yıkama vanaları..................................................................................................................... 22
Tablo 1 Bitki çeşidine bağlı olarak değişen lateral derinlikleri .......................................................... 12
Tablo 2 Sulama suyu kimyasal özellikleri ve tıkama potansiyelleri ................................................... 23
DEĞERLENDİRME NOTU:
İsmail ARAS
Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı
28.09.2014
1.Giriş
Küresel iklim değişikliğinin neden olduğu olumsuzluklar dünyada ve ülkemizde su kaynaklarının
bilinçli ve ekonomik olarak kullanımını zorunlu kılmaktadır. Mikro sulama sistemleri
yöntemlerinden olan toprak altı damla sulama, sulama yöntemleri içerisinde su kullanım etkinliği
en yüksek olanıdır. Konya kapalı havzası içinde yer alan Konya Karaman Bölgesi kuraklık
etkilerinin en fazla hissedildiği bölgelerden olup sulu tarım alanlarında kullanılan sulama
sistemlerinin etkinliği büyük önem arz etmektedir. Su kaynaklarının kıt tarım alanlarının geniş
olduğu bölgemizde sulu tarım alanlarında su kullanım etkinliğinin yükseltilmesi ülkemiz gıda arz
güvenliği için de son derece önemlidir.
Diğer sulama yöntemleriyle(yüzey, yağmurlama ve pivot) karşılaştırıldığında damla sulama
sistemleri en etkili sulama yöntemidir. Geleneksel damla sulama yöntemine alternatif olarak
düşünülen toprak altı damla sulama sistemleri laterallerin(damla sulama boruları) toprak altına
alındığı sistemler olarak tanımlanabilmektedir
Toprak altı damla sulama sistemleri ile toprak altına yerleştirilen laterallerle su ve bitki besin
elementleri doğrudan bitki kök bölgesine uygulanabilmektedir.
Toprak altı damla sulama
sistemleri toprak yüzeyinden olan buharlaşma, derine sızma ve yüzey akışıyla gerçekleşen
kayıpları azaltmakta, kurak ve yarı kurak alanlarda toprak üstü damla sulama sistemlerine göre
önemli bir üstünlük sağlamaktadır.
Toprak altı damla sulama sistemiyle yapılan yetiştiricilikte toprak yüzeyi kuru kalırken iyi bir
üniformitede(su dağılımı) elde edilebilmektedir. Derine sızma ile oluşabilecek kayıpları ve
yüzeyden olan buharlaşmayı önleyerek su kayıplarını azaltmakta ve kuru bir yüzeyle yabancı ot
gelişimini azaltmaktadır. Tüm bu faydalar ışığında toprak altı damla sulama sistemleri toprak ve
suyu koruyarak, tarımda sürdürülebilirlik için çok önemli olan su kullanım etkinliğinin gelişimine katkı sağlamaktadır İyi yönetilen bir toprak altı damla sulama sisteminde randıman %95’in
üzerine çıkabilmektedir (Payero 2002).
Günümüzde gerek yetiştiricilerin gerekse ticari kuruluşların toprak altı damla sulama sistemlerine
olan ilgileri, bu sistemlerinin kullanımının gelecekte artarak devam edeceğini göstermektedir.
Toprak altı damla sulama, mikro sulama sistemleri içerisindeki diğer sulama yöntemleri ile
karşılaştırıldığında en iyi yönetim becerisinin gerektiği sulama yöntemidir (Evans ve ark. 2007).
Bu
nedenle diğer sulama yöntemlerine nazaran işletilmesi noktasında ciddi bir eğitim programını da
gerektirmektedir.
Bu çalışma ile yıllık yağış değerlerinin ve su kaynaklarının görece az olduğu Konya kapalı
havzasında su kullanım etkinliği yüksek olan toprak altı damla sulama yöntemi hakkında bir
değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır.
2. Toprak altı damla sulama sistemlerinin kullanılabilirliği
Toprak altı damla sulama sistemleri, toprak üstü damla sulama sistemlerinde olduğu gibi bahçe
ve tarla bitkilerinde kullanılmaktadır. Toprak altı damla sulama sistemleri 1960 yılların başından
itibaren modern tarımsal sulamanın bir parçası olmaya başlamıştır. 1959 yılında Amerika’da
tuzluluk laboratuarlarında sulama mühendisi olarak çalışan Sterling Davis tarafından patates ve
turunçgilde toprak altı damla sulama ve toprak üstü damla sulama denemeleri yürütülmüştür.
Yine aynı dönemde toprak altı damla sulama ile ilgili ilk bilimsel rapor Israil’de Blass(1964)
tarafından yayınlanmıştır (Lamm ve ark. 2007).
Toprak altı damla sulama sistemlerinin tasarımı toprak üstü damla sulama sistemlerine benzerlik
göstermekle birlikte TADS’ inde filtre elemanları, basınç düzenleme vanaları, manometreler, debi
ölçüm araçları, vakum önleme vanaları, hava çıkış vanaları, geri akışı önleyen vanalar ve yıkama
sistemlerine daha fazla hassasiyet gösterilmelidir (Camp ve ark. 2000).
Damla sulama sistemleri; sulama suyu, gübre ve diğer kimyasalları düşük miktarlarda ve sık
aralıklarla bitki kök bölgesine direkt olarak uygulayabilen bir sistemlerdir. Damla sulama
sistemlerinin son uygulamalarından olan toprakaltı damla sulama sistemleri atık su kullanımında
oldukça etkili bir sistemdir. Çünkü bu sistemlerde su direkt olarak bitki kök bölgesine verilmekte,
buharlaşma kayıpları ortadan kaldırılmakta ve sistem tamamen toprak altında olduğundan atıksuların insan ve hayvanlarla olan teması engellenerek sağlık riskleri en aza indirilebilmektedir.
Uygun şekilde kurulan ve işletilen bir atık su toprak altı damla sulama sistemi yüksek kalitede
süzülmüş su üretebilmekte ve bu yolla yüzey ve taban sularının korunumu sağlanmaktadır
(Bozkurt ve ark, 2007).
Toprak altı damla sulama sistemleri ile ilgili yapılan çalışmalarda ağırlıklı olarak düşük eş su
dağılımı, bakım ve onarım zorluğu ve damlatıcıların tıkanıklığı gibi sorunlarla karşılaşılmıştır.
Karşılaşılan bu sorunlar toprak üstü sistemlerinin daha hızlı yaygınlaşmasına neden olmuştur.
1980 yılların başlarında plastik sanayisinde, sulama alet ve ekipmanları üretim teknolojisinde
yaşanan gelişmeler toprak altı damla sulamaya olan ilgiyi tekrar artırmıştır. Bu tarihlerde bir çok
bitkide akademik çalışmalar yapılmış olup en fazla çalışma pamuk ve mısır bitkisinde yapılmıştır.
Çalışma yapılan diğer bitkiler ise şekerpancarı, yerfıstığı, çim, buğday, sorgum, yonca, domates,
nohut, kavun, patates, kabak, fasulye, balkabağı, havuç, soğan, brokoli, biber, üzüm, elma, armut
olarak sıralanabilmektedir (Camp, 1998).
Yapılan çalışmalarda toprak altı damla sulama sistemleri verim değerlerinin diğer sulama
sistemleri ile karşılaştırıldığında ise diğer sulama sistemleriyle elde edilen verime eşit ya da daha
fazla olduğu görülmüştür(Camp, 1998).
Toprak altı damla sulama sistemlerinin üstünlükleri ve kısıtlayan etmenleri, su ve toprak, bitki ve
kültürel işlemler ve sistem altyapısı olmak üzere üç grup altında değerlendirilmiştir (Lamm, 2002).
2.1 Toprak altı damla sulama sistemlerinin üstünlükleri
Tarım ve peyzaj alanlarında kullanılabilen ,TADS sistemleri belli koşullar altında en etkili sulama
yöntemi olarak kabul edilmektedir(Kalfountzos ve ark. 2007). TADS sistemleri diğer sulama
yöntemleri ile karşılaştırıldığında birçok avantaja sahiptir. Lamm ve Camp (2007) sistemin
avantajlarını, su ve toprak, kültürel işlemler ve sistem altyapısı olarak üç grup altında
değerlendirmiştir.
2.1.1 Toprak ve su ile ilgili üstünlükleri
Daha etkin su kullanımı- Toprak yüzeyinden olan buharlaşma, yüzey akışı ve derine sızma daha az
olduğu için su kullanım etkinliği yüksek olmaktadır.
Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarında daha az kirlenme- Toprak altı damla sulamada yüzeysel sular
ve yeraltı su kaynakları, derine sızma ve yüzey akışının yarattığı kirlilikten daha az etkilenir.
Atık suların ve düşük kalitedeki su kaynaklarının kullanımına olanak sağlar- Toprak altı damla
sulama ile atık su uygulamaları patojenlerin(mikropların) hareketini, kokuyu ve insanların ve
hayvanların bu tip sularla temasını azaltmaktadır.
Daha iyi su uygulama üniformitesi- Üniform bir su dağılımı ile suyun ve gübrenin daha kontrollü
olarak dağılımına olanak vermektedir.
Toprak yüzeyinin kuru kalması- Arazi yüzeyinin kuru kalması yetiştiricilik esnasında diğer tarımsal
işlemlerin yapılmasına olanak verir. Ayrıca yüzey kuru kaldığı için toprak sıkışması daha az
olacaktır.
2.1.2 Bitki ve kültürel işlemler ile ilgili üstünlükleri
Bitki gelişimi, verim ve kalitedeki artış – Toprak altı damla sulamayla yetiştirilen birçok bitkide
verim ve kalitede artışlar olmakta, bitki gelişimi olumlu yönde etkilenmektedir.
Bitki sağlığı ile ilgili gelişmeler –Daha kuru toprak yüzeyi ve daha az nemli bitki gövdesi mantari
hastalıkların gelişimini azaltmakta ve ayrıca sistem toprak fumigasyonu içinde
kullanılabilmektedir.
Daha iyi gübreleme ve ilaçlama- Sistem aracılığıyla istenilen zaman ve miktarda uygulanabilen
gübre ve pestisitlerin etkinliği artırılabilmektedir.
Daha iyi yabancı ot kontrolü- Toprak altı damla sulama sistemlerinde toprak altına yerleştirilen
laterallar ile sulama yapıldığından toprak yüzeyi kuru kalmakta böylece yabancı otların
çimlenmesi ve gelişimi azalmaktadır.
Çift ürün alma şansı- Sistemin hasattan sonra kaldırılması veya ekimden önce yeniden kurulması
söz konusu olmadığından yetiştiricilik zamanı uzatılabilmektedir.
Yönetim işletmedeki gelişmeler- Sulama esnasında tarımsal işlemler sürdürülebilir. Toprak yüzeyi
kuru olduğu için daha az toprak sıkışması olacaktır. Ayrıca sulamadan kaynaklanan
kaymak(kabuk) tabakası oluşumu büyük ölçüde azalacaktır. Sistem toprak altında olduğu için
tarım alet ve ekipmanlarından daha az zarar görecektir. Tarım işçilerinin, sulama ile birlikte
uygulanan kimyasallarla olan teması daha az olacaktır.
2.1.3 Sistem altyapısı ile ilgili üstünlükleri
Otomasyon- Toprak altı damla sulama sistemlerinde sulama ve gübreleme uygulamaları ileri
kontrol teknolojileri ile sistemin otomatik olarak işletilmesine olanak sağlamaktadır
Düşük enerji maliyetleri- Sistemde işletme basıncı düşük olduğu için enerji ihtiyacı daha düşük
olmaktadır. Sistemin yüksek sulama randımanı sulama süresini azaltmakta böylece enerji
giderlerini de düşürmektedir.
Sistem bütünlüğü- Toprak altı damla sulama sistemlerinde hareketli yağmurlama sulama
sistemlerine göre daha az mekanik aksam kullanılmaktadır. Sistemde kullanılan birçok parça
plastik olup korozyona dayanıklıdır. Toprak altı damla sulama sistemlerinin sezon sonunda
toplanması veya yeniden kurulumuna gereksinim duyulmadığından sistem elemanları daha az
zarar görmektedir.
Tasarımda kolaylık- Toprak altı damla sulama sisteminin tasarımında, arazi şekli, büyüklüğü ve
topoğrafya koşulları, merkezi hareketli yağmurlama sulama sistemlerinde olduğu gibi kısıtlayıcı
bir etmen olarak karşımıza çıkmamaktadır. Bitki sıra üzerine yerleştirilen laterallar ile su ve gübre
uygulamaları optimum bir şekilde bitki kök bölgesine kolayca ulaştırılabilmektedir. Basınç ayarlı
damlatıcıların kullanıldığı toprak altı damla sulama sistemleri arazi eğiminin yarattığı olumsuz
etkilerinden diğer yüzey sulama sistemlerine göre daha az etkilenmektedir.
Sistem ömrü- Toprak altı damla sulama sistemleri doğru bir şekilde tasarlanıp yönetildiğinde
ekonomik ömrü uzun olmaktadır. Ekonomik ömrünün uzun olması sistemin yatırım maliyetlerini
yıllar içinde karşılamasını sağlamakta, bu da ekonomik değeri düşük olan bitkilerinde toprak altı
damla sulama sistemleri ile yetiştirilmesine imkân vermektedir.
Toprak işlemesiz tarım- TADS sistemleri toprak işlemesiz tarım tekniklerine uyum sağlaması
noktasında kolaylıklar sağlamaktadır.
2.2 Toprak altı damla sulama sistemlerini sınırlayan etmenler
Toprak altı damla sulama sistemlerinin birçok üstünlüğü olmasına karşın sistemi kısıtlayan
etmenlerde bulunmaktadır. Lamm ve Camp (2007) bunları su ve toprak, bitki ve kültürel işlemler
ve sistem altyapısı olmak üç grup altında değerlendirmiştir.
2.2.1 Toprak ve su ile ilgili sınırlayıcı etmenler
Küçük ıslatma soğanı- Kaba bünyeli topraklarda ıslatma soğanının küçük olması nedeniyle bitki
kök alanı da küçük olacaktır.
Sistem izleme ve değerlendirme- Sulama sisteminin amacına uygun olarak kullanılıp
kullanılmadığı ancak sistem değerlendirilmesi ile belirlenebilmektedir. Sistem toprak altında
olduğundan toprak altı aksamda oluşabilecek hasarların tespiti güç olmakta ve gerekli önlemlerin
zamanında alınmasını engellemektedir. Böylece verim ve kalite düşmekte, ayrıca aşırı sulama ile
birlikte derine sızma problemlerine neden olmaktadır.
Toprak hidrolik özellikleri- Damlatıcı debisinin suyun toprakta dağılma hızından fazla olduğu
durumlarda yüzeyde toprakta çökmeler oluşmaktadır.
Suyun yüzeye doğru hareketi- Toprak altı damla sulama sistemlerinde çimlenme, lateral
derinliğine ve toprak özelliklerine bağlı olarak değişmektedir. Suyun yüzeyin birkaç santim
altındaki tohuma ulaşması kaba bünyeli toraklarda ya da derin yarıkların olduğu toprak
koşullarında daha büyük bir sorun haline gelmektedir.
2.2.2.Yetiştiricilik ve kültürel işlemler ile ilgili sınırlayıcı etmenler
Toprak işleme- Lateral derinliğine bağlı olarak toprak işleme sınırlı kalmaktadır.
Kök gelişimi sınırlıdır- Kök gelişimi sadece damlatıcının ıslattığı alan ile sınırlı kalmaktadır. Bu
sınırlı alanda su ve gübre tüketimi hızlı olmaktadır.
Bitki sıra aralığı ve ekim rotasyonu- Toprak altı damla sulama sistemlerinde laterallar toprak
altında ve sabit oldukları için sistemin sezon sonunda yerinin değiştirilme olasılığı yoktur. Sabit
lateral aralığı ve derinliği münavebeyi güçleştirmektedir.
2.2.3 Sistem alt yapısı ile ilgili sınırlayıcı etmenler
Maliyet- Toprak altı damla sulama sistemlerinde gömme işlemi, daha hassas filtreleme birimi
gereksinimimi, ilave vanalar ve yıkama boruları ilk yatırım masraflarını artırmaktadır.
Arıtım- Tüm mikro sulama sistemlerinde olduğu gibi toprak altı damla sulama sistemlerinde de
sistemin uygun bir şekilde işletilmesini sağlamak ve sistem ömrünü uzatmak için sulama suyu
arıtımının mutlaka yapılması gerekmektedir. Toprak altı damla sulama sistemlerinde suyun
arıtımına toprak üstü damla sulama sitemlerinden daha fazla özen gösterilmelidir. Çünkü bu
sistemlerde izleme ve değerlendirme olmadığı gibi tıkanmaların yaratacağı sorunun çözümü
toprak altı damla sulama sistemlerinde daha zordur.
Diğer bakım sorunları- Özellikle laterallerin derine yerleştirildiği sistemlerde, pestisitlerin neden
olduğu hasarlar neticesinde oluşabilecek sızıntıların yerinin belirlenmesi ve bunların tamiri
oldukça güç olmaktadır. Damlatıcı civarındaki kılcal köklerin damlatıcılara girişinin(Şekil 2)
engellenmesi gerekmektedir. Kılcal köklerin damlatıcıları tıkamaması için gerekli tedbirlerin
alınması ve sistemin etkili bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Yine meyve bahçelerinde ağaç
kök sistemleri laterallerin sıkıştırarak su akışını azaltabilmekte veya durdurabilmektedir.
Laterallarda biriken toprak ve diğer parçacıkların belli aralıklarla yapılacak basınçlı yıkama ile
sistemden uzaklaştırılması gerekmektedir.
şletim- Sistemde ana ve yan borular, laterallar ve yıkama boruları toprak altında olması, diğer
sulama sistemlerine nazaran izlenme ve değerlendirmenin daha dikkatli bir şekilde yapılması
gerektirmektedir. Sistemde uygulama üniformitesinin görsel olarak değerlendirilmesi çok güçtür.
Bu yüzden sistemde uygun yerlerde olacak şekilde ilave akım ve basınçölçerlere ihtiyaç
duyulmaktadır
Tasarım- Toprak altı damla sulama sistemleri hakkında diğer sulama sistemlerine göre daha az
bilgi bulunmaktadır. Toprak altı damla sulama sistemi konusunda bilgi ve tecrübe sahibi üretici
sayısı da çok azdır. Sistemin birçok parçası toprak altında olduğu için, tasarım hatalarının
düzeltilmesi oldukça güçtür. Örneğin sistem kapatıldığında oluşabilecek ters emme etkisi ile
toprak materyalleri laterallara girebilmektedir. Oluşabilecek bu vakumun önlenmesi için hava
tahliye vanalarının belirlenen yerlere mutlaka yerleştirilmesi gerekmektedir. Bazı toprak
koşullarında oluşan aşırı toprak yükünün laterallar üzerinde yarattığı basınç akımı azaltmakta ve
sistem performansını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Ekonomik ömrün dolması- Sistemin ekonomik ömrü dolduğunda toprak altında kalan plastik
aksamlar uzaklaştırılmadığı takdirde atık olarak çevre kirliliğine neden olmaktadır.
2.3 Toprak altı damla sulama sisteminin uygulanacağı koşullar
Toprak altı damla sulama sisteminin başarısı bitki çeşidine, coğrafi koşullara, iklim ve toprak
koşullarına ve büyük çoğunlukla da sistemi kısıtlayan etmenlerin bertaraf edilmesine bağlıdır.
2.3.1 Bitki Özellikleri
30 dan fazla sıra bitkisinde ve peyzaj alanlarında uygulanabilen toprak altı damla sulama
sistemlerinde lateral gömme derinlikleri bitki çeşidine bağlı olarak 2-70 cm arasında
değişmektedir (Camp 1998)
Lateral derinliğine bağlı olarak sistem yakın yüzey uygulamaları, genel derinlik uygulamaları ve
derin toprak uygulamaları olarak sınıflandırılabilmektedir. Toprak yüzeyinden 5-15 cm derinliğe
gömülen sistemler, saçak köke sahip kültür bitkisi yetiştiriciliğinde uygulanmaktadır. Toprak
yüzeyine yakın olan etkili kök bölgesi hedeftir. Havuç, soğan, patates, tatlı patates, ıspanak,
çilek, sarımsak, yer fıstığı, marul gibi genel tek yıllık sebze üretiminde uygulanmaktadır. Genel
derinlik uygulaması ise laterallar toprak yüzeyinden 25 cm derinliğe gömülür. Daha çok şeker
kamışı, baharat, ananas, domates, patlıcan, biber, fasulye, karnabahar, hıyar, soya fasulyesi,
şekerpancarı ve baklagil üretiminde tercih edilmektedir. Derin kök yapısına sahip tek ve çok yıllık
kültür bitkileri ile, etkili kök bölgesinin toprak yüzeyine yakın alanda yetişen meyve ağaçları ve
bağlarda tercih edilmesi gereken derinlik, yüzeyden 30-70 cm toprak altındadır. Pamuk, mısır,
yem bitkileri(yonca), karpuz, kavun, kabak, şaraplık ve sofralık üzüm, zeytin ve meyve
ağaçlarına yapılacak toprak altı uygulamaları bu derinlikte uygulanmaktadır (Anonim 2008).
2.3.2 Toprak ve Topografya Koşulları
Toprak tipi toprak altı damla sulama sistemlerinin tasarımında ilk olarak düşünülmesi gereken
tasarım ölçütlerindendir. Lateralların gömülme derinlikleri ve aralıkları toprak tipine bağlı olarak
değişmektedir. Damlatıcıdan çıkan suyun toprak yüzeyine doğru hareketi toprak bünyesine bağlı
olarak değişim göstermektedir. Kaba bünyeli topraklarda suyun yukarıya doğru olan hareketi
güçleştiğinden çimlenme ve bitki çıkışları sorun olmaktadır bu da çimlenme için ilave bir sulama
sistemini gerektirebilmektedir (Anonim 2009/a).
Kaya zemini üzerindeki sığ topraklar lateral derinliğini kısıtladığı için toprak altı damla sulama
sistemleri için uygun olmayabilir. Et kalınlığı az olan şerit laterallar kullanıldığında toprak ağırlığı
lateralı ezerek akımı yavaşlatmaktadır. Sistemin uygulandığı arazi topografyası dalgalı ise
laterallarda oluşacak kırılmalar hem akımı yavaşlatacak hem de sistem kapatıldığında ters sifon
etkisi ile damlatıcı etrafındaki nemli toprak damlatıcıya girecektir. Mümkünse arazi arazi eğiminin
%2’den az olması ters sifon etkisini ve laterallardaki kırılmaları önleyecektir. Yarılmış veya ağır killi
topraklarda toprak su dağılımında problemlerle karşılaşılabilmektedir (Lamm ve Camp 2007).
2.3.3 Su Kaynağının Özellikleri
Su kalitesi, toprak altı damla sulama sistemlerinde filtreleme elemanlarına, kimyasal
uygulamalarına ve sistem yönetimine etki eden en önemli unsurlardandır. Toprak altı damla
sulama sistemlerinde karşılaşılan en yaygın sorun damlatıcıların su içinde bulunan fiziksel,
kimyasal ve biyolojik maddelerle tıkanmasıdır. Yüzey su kaynaklarında alg ve sedimentler daha
fazla görülürken, çözünmüş demir, manganez, sülfür ve karbonatlarda daha çok yer altı su
kaynaklarında görülmektedir Bu yüzden su kaynağı özelliklerine bağlı olarak filtreleme ünitesinin
kurulması gerekmektedir (Dukes ve ark.2005).
Yer altı su kaynakları yüzey su kaynaklarına göre daha az tıkayıcı maddeler içerdiğinden daha çok
tercih edilirler. Bununla birlikte içerdikleri demir ve manganez seviyelerinin sistemi kısa sürede
tıkayacak seviyelerde olup olmadığı mutlaka belirlenmeli ve gerekirse kimyasal uygulaması
yapılmalıdır (Grabow ve ark.,2005).
2.4 Toprak Altı Damla Sulama Sistemlerinin Tasarım ve Kurulumu
Toprak altı damla sulama sistemlerinin başarısı, sistemin uygun bir şekilde tasarımı ve yönetimi
ile yakından ilişkilidir. Yapılan bilimsel çalışmalar ve uygulamalardan elde edilen bilgi ve
deneyimler, toprak altı damla sulama sistemlerinin iyi bir şekilde tasarlanıp, kurulup, işletilip ve
yönetilmesi ile sistemden beklenen yüksek verim ve su tasarrufuna ulaşılabileceğini göstermiştir.
Toprak altı damla sulama sistemi uygun bir şekilde kurulmadığında sistemin yönetimi
güçleşmekte ve su dağılım üniformitesitesi bozulmakta ve arzu edilen su kullanım etkinliğine
ulaşılamamaktadır. Düzgün bir şekilde kurulan sistemin mutlaka iyi bir şekilde işletilmesi ve
yönetilmesi de gerekmektedir (Rogers ve Lamm 2009/b).
Toprak altı damla sulama sistemlerinin özellikle hidrolik tasarımı toprak üstü damla sulama
sistemlerinden farklı değildir. Damla sulama sistemlerinde kullanılan kontrol ünitesi, bağlantı
elemanları, basınç düzenleyicileri, gübre tankı, vanalar, filtreler, akım düzenleyicileri, ana boru,
yan borular(manifold), laterallar ve damlatıcılar toprak altı damla sulama sistemlerinde de
kullanılmaktadır (Oassim 2003).
Toprak altı damla sulama sistemlerinin sürdürülebilirliği ve ekonomik ömrü, sistem unsurlarının
eksiksiz ve uygun bir şekilde kurulumuna bağlıdır (Rogers ve Lamm 2009/b).
2.4.1 Filtreleme Birimi
Filtreleme sistemleri toprak altı damla sulama sistemlerinin en önemli unsurudur. Sistemin
işletiminin ve yönetiminin kullanıcı tarafından çok iyi bir şekilde anlaşılması gerekmektedir.
Toprak altı damla sulama sistemlerinde su kaynağına ve damlatıcı özelliklerine bağlı olarak birçok
filtreleme sistemleri kullanılmaktadır (Lamm ve ark. 1997). Sistem su kaynağına bağlı olarak
gravel veya hidrosiklon filtre(şekil 4) ile suyu temizledikten sonra kontrol filtresinden geçen
su(disk veya screen filtre) yine toprak altına gömülmüş olan ana boruya iletir (Anonim 2008).
2.4.2 Vanalar
Toprak üstü damla sulama sistemlerinde olduğu gibi toprak altı damla sulama sistemlerinde de
vanaların doğru seçimi ve uygun yerlere yerleştirilmesi oldukça önemlidir. Vanalar basınç, akım
ve su dağılımının kontrolünde önemli rol oynamakta ve sistemin yönetimini kolaylaştırmaktadır
Kontrol vanaları, kapama vanası, basınç tahliye vanaları, basınç düzenleyiciler ve vantuzlar toprak
altı damla sulama sisteminde kullanılan vanalardır. Seçilen vana özelliklerinin(ebatları, çalışma
basıncı ve materyali) sistem ihtiyaçlarını karşılayacak özelliklere sahip olması gerekmektedir.
Dalgalı topoğrafyalarda arazinin yüksek noktalarına yerleştirilecek vantuzlar büyük önem
taşımaktadır (Grabow ve ark. 2005).
Toprak altı damla sulamada en büyük tehlikelerden biriside sistem kapatıldığında damlatıcı
etrafındaki nemli toprağın damlatıcı içine girerek damlatıcıları tıkamasıdır. Sistem kapandığında
lateral içerisindeki suyun yıkama manifolduna doğru hareketi damlatıcıda negatif emme etkisi
yaratır. Arazideki %0,5’lik bir eğim bile bu emme etkisinin oluşması için yeterli olacaktır. Sistemde
belli noktalara yerleştirilecek hava boşaltma vanaları(vantuz)(şekil 5) ile bu etki ortadan
kaldırılabilmektedir(Marais 2009). Hava boşaltma vanaları, her bir manifolda, yıkama(flush)
borularına ve en az 50 laterala bir tane olacak şekilde yerleştirilmelidir(Haris 2005)
2.4.3 Ana ve Yan(manifold) Borular
Toprak altı damla sulama sistemlerinde ana ve yan boru kesitleri toprak üstü damla sulama
sistemlerinde olduğu gibi hesaplanmaktadır. Farklı olarak toprak altı damla sulama sisteminde
yıkama işleminin getirdiği artı yükler hesaba katılır. Ayrıca tüm boru aksamı toprak
altındadır(Şekil 6) (Grabow ve ark. 2005).
2.4.4 Laterallar
Toprak altı damla sulamanın en önemli bileşenlerinden biriside, bitki kök bölgesine gömülerek
suyu direkt kök bölgesine veren lateral borularıdır. Lateral boruları şerit(yassı) halinde veya
19
yuvarlak boru olarak üretilmektedir. Yassı lateralların(Şekil 7) et kalınlığı yuvarlak laterallardan
daha azdır. Yassı boruların fiyatı yuvarlak borulara nazaran daha düşük olduğundan tek yıllık
kurulumlarda daha yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Daha pahalı olan yuvarlak borular(Şekil 7)
ise ömrü daha uzun olduğu için çok yıllık olarak genellikle meyve bahçeleri, yem bitkileri ve
peyzaj alanlarında kullanılmaktadır (Anonim 2009/b).
Lateral borusunun seçimi bitki çeşidine, toprak karakteristiklerine ve lateralın dayanıklılığı ile
hidrolik özelliklere bağlı olarak değişmektedir. Damlatıcı çapları 10mm-35mm arasında olup
yapılacak hesaplamalar neticesinde belirlenmektedir(Grabow ve ark. 2005).
Toprak altı damla sulama sisteminde en fazla araştırılan konuların başında laterallarin
gömülme derinliği gelmektedir. Damlatıcı laterallarinin en uygun gömülme derinliğinin
belirlenmesi için toprak yapısı ve bünyesinin ve bitki kök gelişim özelliklerinin çok iyi belirlenmesi
gerekmektedir (Patel ve Rajput 2007).
Laterallarin Gömülmesi
Toprak altı damla sulama sistemlerinde en önemli konulardan biriside lateral gömme derinliğidir.
Laterallar çok derine gömüldüğünde çimlenme ve bitki çıkışı sorunu ile karşılaşılırken, yüzeye
yakın gömüldüğünde de toprak işlemeyi kısıtlamaktadır(Grabow ve ark. 2005). Lateralların
20cm’den daha az derinliklere gömüldüğü bahçe bitkileri üretiminde, lateral boruları toprak üstü
damla sulama sisteminde olduğu gibi sezon başında serilip sezon sonunda da toplanmaktadır.
Laterallar toprak işleme esnasında toprak işleme makinelerinin zarar vermeyeceği derinlikte
gömülmelidir. Laterallar, damlatıcıları toprak yüzeyi yönüne(Şekil 8) gelecek şekilde
gömülmelidir. Böylece damlatıcılarda sediment birikimi ile oluşabilecek tıkanmaların önüne
geçilmiş olur (Lamm ve Camp 2007).
Laterallar, traktörün arkasına bağlanabilen çizel-kesici gömme makinesi ile gömülürler(Şekil 9).
Gömme işleminin hızı toprak yapısına ve gömme derinliğine bağlı olarak değişmektedir (Lamm ve
ark. 1997).
2.4.5 Yıkama Vanaları
Toprak altı damla sulamada, suyun dağıtımını yapan ana boru ve yan boru dışında lateral hattı
sonunda sistemin kolay temizlenebilmesi ve kontrolü amacı ile kolektör(yıkama manifoldu) boru
bulunmaktadır (Anonim 2008).
Sulama suyundaki çok küçük parçacıklar filtreden geçerek damlatıcıları tıkayabilmektedir.
Laterallara bağlanan yıkama boruları sonundaki yıkama vanaları açıldığında yüksek basınçla gelen
su, tıkayıcı maddeleri sistemden uzaklaştırmaktadır (Grabow ve ark. 2005)
2.5 Toprak Altı Damla Sulama Sisteminin Bakımı ve Yönetimi
Toprak altı damla sulama sistemleri sulama suyunun, düşük debi ve basınç altında üniform bir
şekilde dağıtıldığı sistemlerdir. Uygun bir şekilde tasarlanıp yönetildiğinde sistem ömrü 20 yılı
geçebilmektedir. Sistemde uzun bir ömür için filtreleme, belli dönemlerde yıkama, klor ve asit
uygulamaları mutlaka yapılmalıdır. Bu önlemler düzenli bir şekilde uygulandığı sürece sistemde
olabilecek arızalanmalar ve tamir-bakım işleri azalacaktır (Enciso ve ark. 2001)
Toprak altı damla sulama sistemlerinde su toprak altından uygulandığı için sistemin izleme ve
değerlendirilmesine olanak sağlayacak ipuçları bulunmamaktadır. Bu yüzden toprak altı damla
sulama sistemlerinde akımölçerler ve basınçölçerler sistemin yönetilmesinde kolaylık
sağlayacaktır. Her bir manifoldun başına koyulan basınçölçerler laterallardaki basıncı verecektir.
Akımdaki azalma ve/veya basınç artışı sistemde tıkanıklığı ya da bunun aksi olarak, akımdaki
artış ile azalan basınç sistemdeki sızıntının olduğunu gösterebilmektedir. Lateral hatlarının
bağlandığı yıkama borusu üzerindeki basınçölçerler temel sistem performansını
değerlendirmemize yardımcı olmaktadır. Sistemde kullanılacak basınçölçerlerin çok kaliteli olması
gerekmektedir. Belli periyotlarda yapılacak kontrollerle arızalı basınçölçerlerin değiştirilmesi
büyük önem taşımaktadır. Akım ve basınç ölçüm değerleri kayıt altına alınarak sistem sürekli
kontrol altında tutulmalıdır
Toprak parçacıkları, kimyasal çökelmeler ve biyolojik maddeler sistemde damlatıcıların
tıkanmasına neden olmaktadır. Toprak parçacıklarının sebep olduğu tıkanmalar basınçlı yıkama
ile önlenebilmektedir. Sistemde lateral sonlarına bağlanan yıkama borularının sonuna
yerleştirilen vanaların açılarak sistem yüksek basınçla yıkanmaktadır. Vanalardan(Şekil.10) çıkan
suyun içerdiği atık miktarına ve sulama suyu kalitesine bağlı olarak yıkama süresi ve sıklığı
22
belirlenmelidir. Sulama suyu kalitesi çok kötü ise atılan atık miktarına da bağlı olarak her
sulamadan sonra yıkama yapılmalıdır. Sulama suyu kalitesine ve yıkama da görülen atık miktarına
bağlı olarak haftada, iki haftada ya da ayda bir defa yıkama yapılabilir (Smajstrla ve Boman 1999).
Sistem tasarlanırken filtreleme ünitesi dikkatli bir şekil seçilmelidir. Sulama suyunun PH’sı
yükseldiğinde kalsiyum karbonat gibi kimyasal çökeltiler, damlatıcı içindeki etkinliğini
artırmaktadır. Kimyasal çökelmeleri önlemek için sulama suyuna belli dönemlerde asit
uygulaması yapılır (Poyero ve ark. 2005). Sulama suyu PH 8’ i geçtiği ve bikarbonat değerinin
100 ppm’i aştığı durumlarda çökelme ile birlikte tıkanmalarda başlayacaktır. Sistemde sülfürik,
fosforik, üre-sülfürik ve sitrik asit uygulanabilir. Yaygın olarak ise %98’lik sülfirik asit tercih
edilmektedir. Sitrik asit daha çok organik tarım yapılan alanlarda kullanılmaktadır (Enciso
2001).
Sulama suyunun özelliğinin önceden belirlenmesi karşılaşılacak sorunları görmemize ve gereken
önlemleri almamıza yardımcı olacaktır. Çizelge 2’de sulama suyunda tıkanmaya neden olacak
kimyasalların sınır değerleri verilmiştir (Enciso 2001)
Bakteri ve alglerin neden olduğu biyolojik tıkayıcılar klorlama ile önlenmekte veya ortadan
kaldırılabilmektedir. Filtre ünitesine yerleştirilen kum-çakıl tankları ile bu materyallerin girişi de
azaltılabilmektedir(Anonim 2008). Su kaynağına bağlı olarak sisteme sezon içinde bir veya iki defa
yapılacak klorlama yeterli olacaktır (Enisco 2001)
SONUÇ
Ekonomik ve sosyal kalkınmada bölgelerin sahip olduğu doğal kaynaklar potansiyeli ve bu
potansiyelin sürdürülebilir bir şekilde kullanımı önem arz etmektedir. Ekolojik sistemin ayrılmaz
bir parçası olan su kaynakları, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğinin, dolayısıyla bugün ve
gelecekte gıda arz güvenliğinin sağlanmasında en önemli doğal kaynağımızdır. Bölgemiz ulusal
düzeyde stratejik öneme sahip olan pek çok tarımsal ürünün üretiminde ilk sıralarda yer almasına
karşın iklim değişiminin olumsuz etkileri ve su kaynaklarının iyi yönetilememesi gibi nedenlerden
ötürü bölgenin bu konumu tehlike altındadır. Su kaynaklarının yönetimi disiplinler arası karmaşık
bir yapıya sahip olup doğru bir su yönetimi politikası sağlıklı ve sürdürülebilir bir tarımsal yapının
da temelini oluşturmaktadır.
FAO, “Tarım ve Gıda İçin Toprak Su Kaynaklarının Durumu” raporunda 2050 yılında sosyo
ekonomik baskılar ve iklim değişimi etkileri neticesinde gelişmekte olan ülkelerin tarımsal
üretimlerini iki katına çıkarmak zorunda olduklarını belirtmiştir. Ayrıca DSİ, ülkemizde
kullanılabilir durumda olan yerüstü ve yer altı su potansiyelinin yıllık yaklaşık olarak 112 milyar m3
olduğunu bu değerin 44 milyar m3
’ünün kullanıldığını bildirmiştir. 2030 yılı itibariyle ülke
24
nüfusunun 100 milyona ulaşacağı ve yıllık su potansiyelimiz olan 112 milyar m3
suyun tamamının
kullanılacağı öngörülmektedir. Mevcut hali ile su kaynaklarının %73‘ünün tarımsal sulamada
kullanıldığı düşünülürse 20 yıl sonra su kaynakları üzerinde oluşacak baskıları tahmin etmek
mümkündür. Yıllar itibariyle içme suyu ve sanayi su kullanım oranlarında yaşanacak artışlar
tarımsal sulamalarda kullanılacak sulama oranlarını düşürecektir. Bu nedenle Konya kapalı
havzası sınırları içerisinde yer alan bölgemizde su kaynaklarının sürdürülebilirliğinin
sağlanabilmesi için kaynaklarımızın kıt olduğu bilincinin mutlaka oluşturulması ve su kaynaklarını
kullanan tüm paydaşlarda(içme, sanayi ve tarım) özellikle tarım sektöründe sulama etkinliklerini
artıran modern sulama teknikleri ve teknolojilerinin yaygınlaştırılması ülkemiz ve bölgemizde
tarımsal üretimin sürdürülebilirliğinin en büyük teminatı olacaktır.
Sulama; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2013-2017 Strateji Planında da ifade edildiği üzere
Kırsal Kalkınmanın en önemli itici gücüdür. 10. Kalkınma planında plan dönemi içerisinde sulama
oranlarının artırılacağı plan dönemi sonunda işletmeye açılacak sulu tarım alanlarının 3,75 milyon
hektar olacağı öngörülmüştür. Plan döneminde toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilirliğinin
noktasında koyulan hedeflere ulaşılabilmesi için Tarımda Su Kullanımının Etkinleştirilmesi
Programının yürütüleceği ifade edilmiş olup program kapsamında sulama tesislerinde su
tasarrufu sağlayan sulama randımanı yüksek tarla içi modern sulama yöntemlerinin(damla ve
yağmurlama) uygulama alanlarının her yıl %10 artırılacağı yer altı suyu kullanım oranlarının plan
dönemi boyunca(2014-2018) %5 azaltılacağı ifade edilmiştir.
Bölgemiz ve ülkemiz yukarıda da ifade edildiği üzere gelecek yıllarda sanayi, nüfus ve iklim
değişikliği etkileri sonucu mevcut su kaynakları üzerine olan baskınlar daha fazla hissedilecektir.
Ülkemiz ve Bölgemiz sahip olduğu kıt su kaynakları ile sulu tarımın sürdürülebilirliğinin
sağlanabilmesi noktasında, mevcut sulama şebeke ve sistemlerinin randımanlarının artırılması ile
mümkün olacaktır. Bunun için bölgemizde mevcut su iletim ve dağıtım hatlarında klasik
sistemlerin acilen terk edilerek kapalı sistemlere geçişlerinin hızlandırılması ve tarla içi sulama
sistemlerinde su kullanım etkinliği yüksek olan basınçlı sulama sistemlerine geçişi büyük önem arz
etmektedir.
Son yıllarda ülkemizde uygulanan farklı destekleme politikaları ile yağmurlama ve damla sulama
sistemleri gibi modern sulama yöntemlerinin bölgemizde yaygınlaştığı görülmektedir. Yaşanan bu
olumlu gelişmelere rağmen kısıtlı su kaynakları ve bu kaynaklar üzerinde olan baskıların
25
azaltılması gayesi ile su tasarrufu sağlayacak tüm yöntemlerin araştırılması ve değerlendirilmesi
bölgemiz için büyük önem kazanmaktadır.
Son yıllarda mevcut su kaynaklarına olan talebin artmasıyla özellikle kurak ve yarı kurak alanlarda
su kullanım etkinliği toprak üstü damla sulama sistemlerine nazaran daha yüksek su tasarrufu
sağlayan toprak altı damla sulama sistemlerine olan talep hızlı bir şekilde artış göstermektedir.
Toprak altı damla sulama sistemleri, az miktardaki suyun, toprak altına yerleştirilen damlatıcılarla
direkt bitki kök bölgesine uygulanabildiği en gelişmiş sulama yöntemidir. Toprak altı damla
sulama sistemleri toprak yüzeyinden olan buharlaşma, derine sızma ve yüzey akışıyla gerçekleşen
kayıpları azalttığı veya ortadan kaldırdığı için toprak üstü damla sulama sistemlerine göre daha
avantajlıdır.
Ülkemizde ve bölgemizde son yıllarda yaygınlaşan toprak işlemesiz tarım yöntemi ile de uyumlu
olan toprak altı damla sulama sistemlerinin bölgemizde hızlı bir şekilde yaygınlaşacağı
düşünülmektedir. Bölgemiz sulu tarım alanlarında su kullanım etkinliği yüksek olan toprak altı
damla sulama sistemlerinin uygulama olanaklarının ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından
araştırılması büyük önem arz etmektedir.
NOT: BU RAPORDA YER ALAN DEĞERLENDİRMELER UZMAN GÖRÜŞÜ OLUP SADECE
BİLGİLENDİRME AMACIYLA HAZIRLANMIŞTIR. BU RAPORDA YER VERİLEN GÖRÜŞ VE
DEĞERLENDİRMELER, HİÇBİR ŞEKİLDE T.C. MEVLANA KALKINMA AJANSI’NIN KURUMSAL
GÖRÜŞ VE YAKLAŞIMINI YANSITMAMAKTADIR
KAYNAKLAR
Bozkurt, S. ve Ödemiş, B. 2007. Geri Dönüşümü Sularının Damla Sulamada Kullanım Olanakları. 7. Ulusal
Çevre Mühendisliği Kongresi, Yaşam Çevre Teknoloji, 24-27 Ekim 2007, İzmir.
Anonim 2008. Damla Sulama Sistemleri. Adana Zirai Üretim İşletmesi ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü Yayın
No: 17, Adana.
Anonim 2014. 10. Kalkınma Planı, Ankara
Anonymous. 2009/a.Websitesi.http://www.bae.ncsu.edu/topic/go_irrigation/docs/695-2.pdf.
Anonymous.2009/b.Websitesi.http://www.unce.unr.edu/publications/files/ag/other/fs9713.pdf.
Camp, C.R., P.J.Bauer, and W.J.Busscher. 2000. Subsurface drip irrigation for cotton with conservation
tillage. ASAE paper 002184, 9 p., St.Joseph,Mich.:ASAE.
Camp, C.R. 1998. Subsurface Drip İrrigation: A Review, ASAE paper, Vol. 41(5): 1353-1367.
Dukes, M., Haman, Z. D., Lamm, F., Buchanan, R.J., Camp, C. 2005. Site Selection for Subsurface Drip
İrrigation Systems in the Humid Region. Impacts of Global Climate Change Proceedings of World
Water and Environmental Resources Congress 2005.
Enciso, J., Porter, D., Bordovsky, J., Fipps, G. 2001. Maintaining Subsurface Drip Irrigation Systems. Texas
Cooperative Extension. The Texas A&M University Systems. 2001.
Evans, G.R., Wu, P.I., Smajstrala, G.A. 2007. Design and Operation of Irrigation Systems. 2nd. Edition.
ASABE, p: 632-683.
Grabow, L. G., Harrison, K, Dukes, D. M., Vories, E., Smith, W. B., Zhu, H., Khalilian, A. 2005. Consideration
for the design and installation of SDI systems in Humid areas. Proceedings of World Water and
Environmental Resources Congress. May 15–19, 2005, Anchorage, Alaska, USA.
Haris, G. 2005. Sub-surface drip irrigation: Installation. The State of Quensland Depertmant of Primary
Industries and Fisheries 2005.
Kolfountzos, D., Alexiou, I., Kotsopoulos, S., Zavakos, G., Vyrlas, P. 2007. Effect of subsurface drip
irrigaiton on cotton plantations. Water Reseources Management. Volume 21: 1341-1351.
Lamm, R.F., Clark, A. G., Yitayew, M., Schoneman, A. R., Mead, M.R., Schneider, D.A. 1997. Installation
Issues For SDI Systems. ASAE Annual International Meeting. Minneapolis Convention Center.
Minneapolis, Minnesota. August 10-14, 1997.
27
Lamm, F. and Camp, C.R. 2007. Microirrigation for Crop Production., Elsevier., 2007.
Lamm, F. 2002. Advantages and disadvantages of subsurface drip. Irrigation Meeting on Advances in
Drip/Micro Irrigation, Puerta La Cruz, Tenerife, Canary Islands, December 2-5, 2002. Instituto
Canario De Investigaciones Agrarias, Canary Islands, Spain. 13pp.
Marais, A. 2009. Subsurface Drip İrrigation Systems. Netafim S.A.P.O. Box 3240 White River 1240 RSA.
Nafaji, P. and Tabatabaei, H. 2007. Effect of using subsurface drip irrgation and ET-HS model to increase
WUE in irrigation of some crops. İrrigation and Drainage, volume 56:447-486.
Neelam, P. and Rajput, T.B.S. 2007. Effect of drip tape placement depth and irrigation level on yield of
potato. Agricultural Water Management 88(2007) 209-223.
Oassim, A. 2003. Subsurface Irrigation: A Situation Analysis. Institute of Sustainable Irrigated
Agriculture(ISIA) at Tatura, Australia, fort he International Programme for Technology and
Research in Irrigation and Drainage(IPTRID) January, 2003.
Patel, N. and Rajput, T.B.S. 2007. Effect of drip tape placement depth and irrigation level on yield of
potato. Agricultural Water Management. 88(2007) 209-223.
Patel, N. and Rajput, T.B.S. 2008. Dynamic and modeling of soil water under subsurface drip irrigated
onion. Agricultural Water Management. 95(2008) 1335-1349
Payero, J.2002. Is subsurface drip irrigation right for your operation? University Nebraska, Institute of
Agriculture and Natural Resources Cooperative Extenson.
http://cropwatch.unl.edu/archives/2002/crop02-8.htm
Payero, J., Yonts, D.C., Irmak, S. 2005. Advantages and Disadvantages of Subsurface Drip İrrigation. The
Board of Regents of The University of Nebraska on behalf of the University of Nebraska-lincoln
Extension. 2005.
Rogers, D. and Lamm, R.F. 2009/a. Keys to Succesful Adoption of SDI: Minimizing Problems and Ensuring
Longevity. Proceeding of the 21st Annual plains Irrigation Conference, Colby Kansas, February
24-25, 2009. Kansas.
Rogers, D. H. and Lamm, R.F. 2009/b. Criteria for successful adoption of SDI
systems. In: Proc. Central Plains Irrigation Conference, Colby, KS., Feb. 21-22, 2006.Available
from CPIA, 760 N.Thompson, Colby, KS. pp. 57-66.
28
Smajstrla, A.G. and Boman, B.J. 1999. Flushing Procedures for Microirrigation Systems. Florida
Cooperative Extension Service, Institute of Food and Agricultural Sciences, University of Florida.
Publucition: March,1999.
23 Aralık 2015 Çarşamba
9 Aralık 2015 Çarşamba
PATATESTE SU-VERİM İLİŞKİLERİ
Bitki yetişme süresi 120-150 gün olan bir patates bitkisi için bitki su gereksinimi
(Evapotranspirasyonu, ET) iklime bağlı olarak 500-700 mm arasındadır. Sulama suyu ile yumru ağırlığı arasında doğrusal bir ilişki olduğu belirtilmektedir. Patates toprak su eksikliğine oldukça duyarlıdır. Optimum verim topraktaki kullanılabilir suyun %30-50’ den daha fazla olmadığı koşullarda elde edilmektedir.
Eğer EK’ nin %50’ sinden daha aşağılara inilirse verimde azalma meydana gelmektedir. Çimlenme, yumru oluşumu ve ürün oluşumu dönemlerindeki su eksikliği verimde en büyük etkiye sahiptir. Buna karşın olgunlaşma ve erken vejetatif dönemlerinde suya daha az duyarlıdır. Son yıllarda açık su yüzeyi buharlaşma kabına bağlı sulama programları yaygın olarak uygulanmaktadır.Yöntem, uygulanması kolay, ekonomik ve doğru olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmada, söz konusu yöntemin uygulanmasına ilişkin açıklamalar yapılacaktır. Patates sulamasında karık, damla ve yağmurlama sulama yöntemleri en yaygın olanlardır. Bazı koşullarda toprak altı damla sulama yapılabilir. Buna karşın yaygın olarak kullanılan yöntemler karık ve yağmurlama sulamadır.
Son yıllarda, damla sulama yöntemi de, patates sulamasında kullanılabilen bir yöntemdir. Her sulama yönteminin avantajları yanında olumsuzluklarıda göz önüne alınması gereklidir. Bu çalışmada, yukarda değinilen konular yanında farklı sulama yöntemlerinin patates verimine ilişkin araştırma sonuçları ele alınacaktır. Giriş Patates (Solanum tuberosum L.) yüksek verimi, düşük fiyatı, besleyici ve lezzetli besin maddesi sağlaması ile bir üründe bulunması arzu edilen bütün karakterleri taşıyan, dünyanın en önemli bitkisel besin kaynaklarından bir tanesidir (Kıpps, 1970). 19.yy’ da Anadolu’ ya girdiği bildirilen patates (Ilısulu, 1986), ülkemizin başta Nevşehir, Niğde, Bolu ve Ordu bölgeleri olmak üzere pekçok bölgesine yayılmış bulunmakta ve dünyanın pekçok yerinden daha verimli bir şekilde tarımı yapılmaktadır.
Patates üretimi yaygın olarak, Niğde ile Nevşehir yöresinde yapılmaktadır. Ülkemizdeki patates üretim alanlarının %25’i, toplam üretimin ise %44’ü sözü edilen bu yöreden elde edilmektedir. Dünyada, patates üretimi yaklaşık olarak 280 milyon tonu aşmakta, Türkiye’de 203000 ha alanda 5250000 ton üretilmektedir(Anonim, 1997). Bu üretim düzeyi ile Türkiye, dünyada patates üreticisi ülkeler içerisinde, altıncı durumdadır (FAO, 2002).
Ülkemizde, patates üretiminin %13’ü tohumluk, %16’sı aile içi tüketimde, %3’ü hayvan beslenmesinde kullanılmakta, kalan %68’si ise pazara sunulmaktadır (DİE, 1998). Niğde-Nevşehir yöresinde önemli bir patates üretim potansiyeli olmasına karşın, Kanber ve ark.(2005) tarafından bildirildiğine göre patates üreticileri tarafından yoğun azot gübrelemesi (90 kg/da’a dek çıkmaktadır) yapılmakta ve bu durum, aşırı sulama uygulamasını da beraberinde getirmektedir.
Açıklanan durum, enerji ve gübre giderlerinin toplam üretim giderleri içerisindeki payının önemli ölçüde artmasına; yeraltı su kaynaklarının ve toprakların tehlikeli boyutlarda kirlenmesine neden olmaktadır (İlbeyi ve ark., 1997). Aşırı sulama ve denetimsiz olarak yeni kuyuların açılması yüzünden yeraltı su düzeyinin sürekli olarak düşmesi, bölgede karşılaşılan bir diğer önemli sorundur.
Su kaynakları sadece Niğde-Nevşehir yöresinde değil hem ülkemizde hemde dünyada giderek azalmakta ve elde edilmesi de o ölçüde zorlaşmaktadır. Sulama sularının kalitesi de önemli ölçüde düşmektedir. Gelecekte bu durumun daha da kötü olacağı tahmin edilmektedir. Bu durumda yapılacak en önemli iş, çok zor ve pahalıya elde ettiğimiz suyu en iyi şekilde kullanmaktır. Sunulan bu çalışmada, su kaynakları yönünden ciddi sorunların yaşandığı orta anadolu bölgemizde de, önemli tarımsal ürünlerden biri olan patates için su-verim ilişkisi irdelenecek ve bu bağlamda yapılmış çeşitli araştırma sonuçları verilecektir.
Patateste Su Verim İlişkileri başlıklı bu çalışma; Sermet Önder, tarafından 4. Patates Kongresinde (6-8 Eylül 2006. 10s., Niğde) bildiri olarak sunulmuştur. Patates su verim ilişkisi Sulama, bitkinin normal gelişmesi için gerekli olan ancak doğal yağışlarla karşılanamayan suyun bitki kök bölgesinin olduğu toprağa verilmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Hemen her bitkide verimi etkileyen en önemli faktörlerden birisi sulamadır. Dolayısıyla, verimi doğrudan ilgilendiren bu faktörün çok iyi irdelenmesi gerekmektedir. Bu da sulama programının uygulanması ile çok yakın ilişkilidir. Sulama programı kavramı, sulama suyunun bitkiye ne zaman, nasıl, ne miktarda, hangi sıklıkta sulama yapılması gerektiği bilgilerini kapsar. Çalışma içerisinde, bu kavramların açıklamaları yapılacak ve konuya ilişkin yöntemler verilecek ve tartışılacaktır.
a:Ne zaman sulama yapılmalı: Bu konuda üç temel yöntem vardı. Bunlar isim olarak aşağıda sıralanmıştır.
1)Bitkiye dayalı:Bitkinin genel görünümü,Bitkinin yaprak sıcaklığı,Bitkinin stoma drenci,
2) Toprak Nemine:El’le Muayene, Gravimetrik örnekleme Yöntemi, Tansiyonmetre Yöntemi, Direnç Ölçme Yöntemi(Alçı veya Naylon Blok), Radyasyon Yöntemi(Nötronmetre), TDR(Time Domain Refloctrometre),
3) Su Bütçesi Tekniği. Bitkinin genel görünümüne bakarak, sabah ve akşam saatlerinde yaprak veya sürgünlerin solması veya pörsümesi, yaprak renginin koyulaşması durumunda sulama yapılmalıdır.
Bunun yanında dışında toprak nemini el ile kontrol ederek veya tansiyonmetre kullanılarak sulama zamanına karar verilebilir. Bunlar dışındakilerin hemen hemen hiçbiri çiftçinin(yetiştiricinin) doğrudan kullanımına uygun değildir.
Patateste topraktaki kullanılabilir suyun en fazla %30 ile %50 sinin tüketilmesine izin verilmelidir. Sulamalara vejetatif gelişme döneminden başlanarak hasat sonuna kadar devam edilmelidir. Sulamanın sıklığı sulama zamanı ile birebir ilgilidir.
Konuyla ilgili bazı araştırma sonuçları aşağıdadır: İlisulu(1986)’ya göre; hafif bünyeli topraklarda 10 günde, ağır bünyeli topraklarda ise 15-20 günde bir sulama yapılmalıdır.
Orta Anadolu gibi kurak bölgelerde kısa dönemli çeşitlerin 3 kez, uzun dönemlilerin ise 5-6 kez sulanabileceği belirtilmiştir. Ayla(1977)’ ya göre:Eskişehir’de 8 gün aralıklarla toplam 7 kez, Şener(1983)’e göre:İzmir Menemende 7-8 güne bir, Ayla(1985)’ ya göre: Ankara'da toplam 6 kez, Sevim(1986) ya göre: Erzurum-Pasinler koşullarında 10-12 gün aralıklarla, Sefa(1987)’ ye göre:Eskişehir’de karık sulama yöntemiyle 3 kez, Ayla(1989)’ya göre:Bolu yöresinde 10 gün aralıklarla toplam 5 kez, Önder ve ark(2005)’na göre Antakyada yağışa bağlı olarak 3 ile 5 kez, Ünlü ve ark(2006) Niğdede 3-7 gün aralıklarla toplam 10-16 kez, Erdem ve ark(2006) Tekirdağda 10-16 kez sulama uygulamıştır. Burada verilen sonuçlardan da görüldüğü gibi yöre, yetişme dönemi, çeşit ve sulama yöntemine bağlı olarak 7-10 güne bir sulama yapılması önerilebilir.
b) Nasıl Sulama Yapılmalı: Patates’ te Sulama Yöntemleri Bu ifade, sulama yöntemini açıklamaktadır.
Patates’ te üç temel sulama yöntemi kullanılır. Bunlar; yüzey, toprak altı ve yağmurlama (üstten) sulamalardır. Her yöntemin avantajı ve dezavantajları vardır. Hangi sulama yönteminin kullanılması gerektiği oldukça karmaşıktır. Bazı koşullarda yeraltı (toprak altı) sulama yapılabilir. Buna karşın yaygın olarak kullanılan yöntemler karık ve yağmurlama sulamadır.
Bunlara son zamanlarda damla sulama yöntemi de ilave edilmektedir. Karık sulama yöntemi ile fazla su kullanılmasına karşın iyi verim elde edilebilir. Washington’ da karık sulama yöntemi yağmurlamaya kıyasla 4 kat daha fazla su gereksinmiştir. Buna karşın yağmurlamada verim daha da düşük olmuştur. Aynı çalışmada sulama suyu günlük ET değerlerine göre verilmiştir. Bu koşullarda, sulamanın 2-3 güne bir yapıldığı konu ile her gün sulama yapılan konu karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak her gün sulanan konudan daha iyi değerler elde edilmiştir. Patates için sulama yöntemleri değerlendirilecek olursa, karık sulama yönteminin randımanı diğer yöntemlere göre daha düşük, su dağıtım sistemi işçilik ve zaman gerektirir.
Su kayıpları da daha fazladır ve arazi tesviyesi gerektirir. Yağmurlama sulama da su daha kontrollü verilebilir, tarlada tesviyeye gereksinim yoktur, su dağıtım sistemi verimli, sulama randımanı yüksektir. Bunların yanında yağmurlama sulamada bitkinin ıslatılması hastalıklar açısından ortam yaratmakta, yüksek basınç dolayısıyla enerjiye gereksinim vardır. Sistemin taşınabilir olması durumunda iş gücü, emek ve zamana ihtiyaç olacak, rüzgarlı yerlerde suyun sürüklenmesi, sıcaklarda buharlaşması gibi olumsuzluklara da sahiptir. Damla sulama sistemleri, sulama randımanın yüksek olması, sistemin kontrol edilebilirliği, iş gücü gereksiniminin çok az, sulama ile gübrenin kolayca uygulanabilmesi, sistem maliyetinin düşük olması gibi avantajlara sahiptir.
Bunun yanında, damlatıcıların tıkanma, düşük de olsa sürekli enerji gereksinimi gibi olumsuzlukları da bulunmaktadır. Her sulama yönteminin kendine özgü değinilen olumlu ve olumsuz özellikleri yanında, su kaynaklarının giderek azalması, kalitesinin bozulması, gelecekte tarım dışındaki sektörlerin de suya olan ihtiyacının artacağı dolayısıyla tarımda kullanılacak su miktarının azalacağı da göz önüne alındığında, Önder ve ark(2005)’de de vurgulandığı gibi, toprak üstü veya toprak altı damla sulama sisteminin daha ön plana çıkacağı ortadadır.
Ülkemizde patates sulamasında sulama yöntemlerini kıyaslayan çalışma yok denecek kadar azdır. Bunlardan birkaçı verilmiştir. Önder ve ark(2005) Amik ovasında, toprak üstü ve altı damla sulama yöntemlerini kıyaslamışlar ve toplam verim yönünden yöntemler arasında önemli bir fark bulamamışlardır. Ünlü ve ark(2006), Niğde'de yürütükleri bir çalışmada yağmurlama ve damla sulama yöntemlerini kullanmışlar. Sonuçta yağmurlama sulamadan, damlaya göre, %7 dolaylarında daha yüksek ürün alınmıştır. Erdem ve ark(2006), Tekirdağ'da patates sulamasında karık ve damla sulama yöntemlerini kıyaslamış ve verim yönünden farkın önemsiz olduğunu belirtmişlerdir.
Yöntemler arasında istatistiksel farklar çıkmamasına karşın, damla sulama yönteminde diğerlerine kıyasla çok daha az miktarda su kullanıldığı göz ardı edilmemelidir. Sulama yöntemlerinin maliyetleri Sulama yöntemleriyle ilgili en çok sorulan sorulardan biri sistemin maliyetidir. Keller(1992) tarafından farklı sulama yöntem ve bunların işletim sistemlerine ilişkin ilk yatırım maliyetleri ve yıllık işletme masraflarına yönelik hazırlanmış bilgiler Çizelge 1 de verilmiştir. Çizelgede verilen değerler yaklaşık olup, sulama sisteminin kurulacağı arazinin büyüklüğüne veya mevcut bazı sistemlerin olması durumuna göre farklılıklar gösterebilir.
Günümüzdeki rekabet koşulları, sulama sisteminin kalitesine ve gelişen teknolojilere bağlı olarak, maliyetlerde değişikliklerin olması olağandır. Ancak, ülkemizde sulama sitemlerinin maliyeti ile ilgili çalışma yok denecek azdır. Bunlardan en önemlilerinden biri Ege Bölgesinde(Menemen) koşullarında farklı sulama sistemlerinin farklı büyüklükteki alanlar için hesaplanmış maliyetleridir(Önal ve ark,1994).
Bu çalışma sonuçlarına göre, su kaynağının kanal suyu veya derin kuyu; pompa tipinin dalgıç veya santrifüj pompa; sulama alanın ise 1 ha dan 25 ha a kadar değişmesi durumunda; tava sulama yönteminde maliyet 200 ile 2000 DM/ha arasında değiştiği belirtilmektedir. Benzer şekilde, karık sulamada ise aynı değerler 275 ile 2000 DM/ha aralığındadır. Sabit yağmurlama sulamada ise 500 ile 2000 DM/ha, hareketli yağmurlamada ise 1000 ile 9000 DM/ha dolaylarındadır.
Damla sulama yönteminde ise benzer aralık 3000-4500 DM/ha aralığında değişmektedir. Ancak, bu çalışmanın yapıldığı yıldan günümüze, özellikle damla ve yağmurlama sulama sistemlerinde, ciddi maliyet düşüşleri yaşanmaktadır. Dolayısıyla, yukarıda verilen Çizelge 1’de sistem maliyetini merak eden kişilerin fikir oluşturmaları amacıyla yararlı olacak niteliktedir.
c)Hangi Sıklıkta Sulama Yapılmalı: Kaç güne bir sulama yapılmalı anlamı taşır. Bu, sulamanın ne zaman yapılacağı ile bire bir ilgilidir. Bitkilerin gelişme dönemlerinin başında seyrek, ilerleyen gelişme dönemlerinde sık ve daha sonra tekrar seyrektir.
Ayrıca, sulama yöntemine bağlı olarak değişiklik gösterir.
d) Ne Miktarda Su Uygulanmalı (Sulama Suyu Gereksinimi): Ne kadar su uygulanmalı veya diğer bir ifadeyle bitki su gereksinimi nedir sorusunun cevabı bitkinin ihtiyacı olan miktardır.
Toprak nemine dayalı belirlenmek istenirse Tarla Kapasitesi nem değeri ile Mevcut Nem değeri arasındaki fark olarak tanımlanır(TK-Mevcut nem). Diğer bir yönteme dayalı olarak sulama suyu gereksinimi, bitkinin tükettiği su miktarından varsa düşen yağışın etkili olan kısmının çıkartılması sonucunda geriye kalan miktardır.
Ülkemizde sulamanın yoğun olduğu yaz aylarında birçok bölgede yağış düşmemekte veya sulama suyu miktarına kıyasla önemsenmeyecek miktardadır. Dolayısıyla, yağışsız dönemlerdeki sulama suyu gereksinimi, doğrudan doğruya bitkinin su tüketimine eşittir. Buna bağlı olarak, bitkilerin su tüketimlerinin çok iyi bilinmesi gerekir.
Bitki su tüketimi, arazide ve lizimetrelerde doğrudan ölçülerek belirlenebileceği gibi iklim verilerine dayalı ampirik eşitliklerle de belirlenebilir. Doğrudan ölçüm yönteminin zaman alıcı, pahalı ve yorucu olması nedeniyle eşitliklere dayalı yöntemlerle hesaplama yöntemi daha çok tercih edilmektedir. Bu amaçla kullanılan çok sayıda ampirik eşitlik bulunmaktadır. Söz konusu eşitliklerden hangisinin kullanılacağına karar verirken, eşitliklerin gereksindiği verilerin o yerdeki meteoroloji istasyonundan elde edilebilme olasılıkları, yapılan çalışmanın hassasiyeti(duyarlılığı) göz önüne alınmaktadır.
Çizelge 1. Farklı Sulama Yöntemlerinin Maliyetleri ve Sulama Randımanları (Keller, 1992) Sulama Yöntem ve Tipi İlk Yatırım Maliyeti ($/ha) Ekonomik Ömür (Yıl) Yıllık İşletme Masrafı* ($/ha) Su Uygulama Randımanı (%) YÜZEY SULAMA Tava Sulama 370-1,085 10/15 10 70-90 UzunTava Sulama 370-1,085 10/15 10 70-85 Karık 150-750 10/15 3/5 65/85 Su İletim Durumu Kaplamalı Kanal 400-1,250 15 3 -- Borulu 800-2,500 20 1 -- Otomasyon 300 10 5 -- YAĞMURLAMA Lateral Elle Taşınabilir 450-675 15 2 65-80 Hareketli Tabanca 950-1,200 10 6 55-70 Center-Pivot Standard (2) 1,100 15 5 70-85 w/Corner 1,200 15 6 65-85 Long (500 m) 700 15 5 65-85 DoğrusalHareketli Kanal Beslemeli 1,100-1,300 15 6 65-85 Boru Beslemeli 1,600-2,050 15 6 65-85 Sabit-Sistem Permanent 2,300-3,500 20 1 65-75 DAMLA Bahçelerde Drip/Spray 1,500-3,500 10/20 3 75-90 Bubbler 2,500-4,000 15 2 60-85 Hose-Pull 1,200-1,800 5/20 3 65-90 Hose-Basin 1,500-1,800 7/20 2 55-80 Sıra Bitkileri Yeniden Kullanımlı 2,000-5,000 10/20 3 65-90 Tek Yıl Kulanımlı 1,650-3,000 1/20 20 60-80 Patateste sulama suyu gereksinimiyle ilgili yapılan ve elde edilebilen kimi çalışma sonuçları şöyledir: Tokat-Kazova ovasında 412 mm sulama suyu (Günbatılı, 1986), Erzurum-Pasinler de 553 mm sulama suyu (Sevim, 1986), Bolu yöresinde 585 mm sulama suyu (Ayla,1989), Hatay Amik Ovasında 245-302 mm sulama suyu (Önder ve ark, 2005), Niğde de 780-830 mm sulama suyu (Ünlü ve ark,2006), Niğde de 600-1200 mm sulama suyu (Halitligil ve ark,2001), Tekirdağ da 349-576 mm sulama suyu(Erdem ve ark,2006) uygulanmıştır.
Yöre, yetişme dönemi, sulama yöntemi gibi faktörlere bağlı olarak 300-800 mm sulama suyu uygulanmaktadır. Mevsimlik su tüketim değerlerinin bilinmesi kadar önemli olan bir konuda, su tüketiminin belirleneceği bitkinin gelişme dönemleridir.
Patates bitkisinin gelişme dönemleri Şekil 1 de verilmektedir(Doorenbos ve Kassam 1979). Şekil 1. Patatesin Gelişme Dönemleri Ülkemizin farklı yörelerinde patates bitkisinin su tüketimini ve azot-su ilişkilerini belirlemek amacıyla çok sayıda araştırma yapılmıştır.
Ancak, bu çalışmalar içerisinde, patatesin yaygın biçimde tarımının yapıldığı Niğde-Nevşehir yöresinde farklı sulama yöntemleri ve fertigasyon tekniği gibi, suyu ve gübreyi etkin kullanan sistemler üzerine araştırma yok denecek kadar azdır. Yörede karşılaşılan en belirgin sorun aşırı su ve gübre kullanımıdır. Bölgede patates bitkisi yetiştiricileri dekara 60-90 kg azot uygulamakta ve toplam 17-18 kez sulama yapmaktadır (Karaca ve Demir, 1995).
Aşırı gübre kullanımı, hem ekonomik yönden hem de insan sağlığı açısından üzerinde önemle durulması gereken sorunlardan birisi haline gelmiştir. Halitligil ve ark. (2001), Niğde-Nevşehir yöresinde patates bitkisi üzerine yapmış oldukları çalışmada damla sulama-fertigasyon sistemi uygulandığı takdirde, suyun daha randımanlı kullanılabileceğini belirgin bir şekilde ortaya koymuştur.
Çalışmada araştırmacılar 600 mm su uygulaması ile ortalama toplam pazarlanabilir yumru veriminin yaklaşık 3350 kg/da olduğunu saptamışlardır. Ayrıca, aynı yörede daha önce yapılan denemelerde (Halitligil ve ark., 1996), yağmurlama sulama ile ortalama 4000 kg/da patates yumru verimini alabilmek için yaklaşık 1200 mm su uygulandığı açıklanmıştır. Halbuki aynı ortalama patates yumru verimi, damla sulama-fertigasyon sistemi ile sezon boyunca 600 mm su uygulaması ile elde edilmiştir.
Bu sonuçlar, damla sulama yönteminin, yağmurlama sulama yöntemine göre, sudan en az % 50 oranında bir artırım sağladığını göstermektedir(Kanber ve ark, 2003). Ünlü ve ark(2005) tarafından Niğde de yürütülen bir çalışmada damla sulama yöntemi yağmurlama sulama yöntemine kıyasla %17 daha az su kullanmıştır. Ayrıca, yağmurlama yönteminde azot kayıpları damla yöntemine kıyasla daha fazla bulunmuştur. 15-20 cm 20-30 cm 30-40 cm Tam Gelişme Başlangıç Dönemi(0) Vejetatif Dönem(1) (1a) (1b) Ürün Oluşumu Dönemi Olgunlaşma Dönemi 15-25 gün 15-20,15-20 45-55 gün 10-15 gün Class A pan(A sınıfı Buharlaşma Kabı) ile Sulama Suyu Miktarlarının Belirlenmesi Sulama suyu miktarları, açık su yüzeyi buharlaşmasından yaralanılarak hesaplanabilmektedir.
Bu amaçla yaygın olarak kullanılan, A sınıfı buharlaşma kabından (Class A Pan) yararlanılmaktadır(Şekil 2). Buharlaşma kabı, üretim yapılan ve bitki ile örtülü alana 10×10 cm ölçülerindeki bir ahşap ızgara üzerine yerleştirilmektedir. Buharlaşma kabı, W.M.O (1967) tarafından verilen ölçülere uygun biçimde, 121 cm çapında ve 25.5 cm derinliğine sahip galvanize demirden yapılmış olması gerekmektedir. Kabın içerisindeki su, kirlenmeyi önlemek için sık sık değiştirilmelidir. Doorenbos ve Pruit (1977) tarafından tanımlanan yerleştirme koşullarından birinde konumlandırılması gereklidir.
Her gün sabahları aynı saatte derinlik ölçümü yapılarak(tercihen 8.00 veya 9.00 gibi), iki gün arasındaki fark günlük buharlaşma miktarı olarak belirlenir. Şekil 2. Açık su yüzeyi buharlaşma kabı(Class A Pan) görüntüsü(Kanber ve ark.2003) Sulama aralığında oluşan yığışımlı buharlaşma değerleri, aşağıdaki eşitlikte yerine koyularak uygulanacak net sulama suyu miktarları hesaplanmaktadır(Kanber ve ark.2003). I = Kpc × Ep × C (1) V= I × A (2) Burada, I, sulama suyunu(mm), Kpc, pan ve bitkiye bağlı katsayıyı, Ep, sulama aralığındaki yığışımlı buharlaşma miktarını(mm), C ise bitki aksamı tarafından gölgelenen veya örtülen toprak alanını(%),V uygulanacak toplam su hacmini(m3 , ton) ve A ise sulama alanını(da) ifade etmektedir. Uygulanacak sulama suyu hacmi, damla veya yağmurlama sulama yöntemi kullanılan yerlerde su sayaçları(saatleri) ile ölçülerek denetlenebilir, hesaplanan miktara ulaşıldığında sulamaya son verilir. Yukarda verilen eşitliklerde en önemli sorun Kpc katsayısının elde edilmesidir.
Niğde koşullarında Ünlü ve ark(2006) tarafından yapılan çalışma sonuçlarına göre patates için Kpc katsayısının 1.2 olması önerilmiştir. Patates için benzer çalışma yapan D’amato ve ark(1993), katsayıyı 1.0 ve 1.5, Stylianou ve Orphanos(1981) patateste, yağmurlama sulama koşullarında, katsayının 0.7- 0.8’nin olması gerektiği bildirilmiştir. Bu koşullarda, bitkinin örtü alanını ölçerek ve yüzdesini hesaplayarak, patates sulamasında uygulanacak sulama suyu miktarı kolayca belirlenebilecektir.
Kaynaklar Anonim, 1997. Tarımsal Yapı ve Üretim, 1995 Yıllığı, Başbakanlık DİE, Yayın No:2031, Ankara, 77s. Ayla, Ç., 1977. Orta Anadolu Koşullarında Patatesin Azot-Su İlişkileri ve Su Tüketimi. TOPRAKSU Genel Müdürlüğü, Merkez Topraksu Araştırma Enstitüsü Yay., Genel No. 51, Rapor No. 18, Ankara, 56s. Ayla, Ç., 1985. Ankara Koşullarında Ayçiçeği, Patates, Yonca ve Mısır Bitkilerinde Tartılı Lizimetre ile Saptanan Gerçek Su Tüketiminin Potansiyel Evapotranspirasyon Değerleri Karşılaştırılması, Köy Hizmetleri Ankara Araştırma Enstitüsü Yayınları, Genel No. 126, Rapor No. 55, Ankara, 69s. Ayla, Ç., 1989. Bolu Ovasında Patatesin Azot-Su İlişkileri ve Su Tüketimi. TOPRAKSU Genel Müdürlüğü, Merkez Topraksu Araştırma Enstitüsü Yay., Genel No. 168, Rapor No. 76, Ankara, 32s. Cappaert, M.R., M.L. Powelson, N. W. Chizstensen, W.R. Stevenson, and D.I. Rouse. 1994. Assessment of Irrigation as A Method of Managing Potato Early Dying. Phytopathology 84:792-800. DİE., 1998.Tarımsal Yapı (Üretim, Fiyat, Değer). Başbakanlık DİE Yayınları, No. 2097, Ankara, 591s. Doorenbos, J., Pruitt, W.O., 1977. Crop Water Requirements. FAO Irrigation and Drainage Paper, No. 24. Food and Agriculture Org. of The United Nations, Rome, 144s. Doorenbos, J., Kassam, A.H.,1979. Yield Response to Water .FAO Irrigation and Drain. Paper No:33. Rome, 193 p.Italy. Eldredge, E.P., C.C. Shock, and T.D. Stieber. 1992. Plot sprinklers for Irrigation Research. Agron. J. 84:1081-1084. Eldredge, E.P., Z.A. Holmes, A.R. Mosley, C.C. Shock, and T.D. Stieber. 1996. Effects of Transitory Water Stress on Potato Tuber Stem-End Reducing Sugar and Fry Color. Amer. Potato J. 73:517-530. Erdem,T., Erdem,Y., Orta,H.,Okursoy,H., 2006. WaterğYield Relationships of Potato in Different Irrigation Methods and Regimens.Sci.Agric (Pracicaba Brazil) 63(3):226-231. FAO, 2002. (Farklı Yıllar). FAOSTAT-Agriculture. www.fao.org. Günbatılı, F., 1986. Tokat-Kazova ve Niksar Ovalarında Erkenci Patatesin Su Tüketimi, Köy Hizmetleri Tokat Araş. Enst. Yayınları, Genel No. 78, Rapor No.48, Tokat, 52s. Halitligil, M.B., İlbeyi, A. ve Akın, A., 1996. Kumlu Toprakta Patates Bitkisine Uygulanan Etiketli Amonyum Sülfat Gübresinin Azot Döngüsü. IV. Ulusal Nükleer Tarım ve Hayvancılık Kongresi 25-27 Eylül 1996 Uludağ Üniversitesi, Bursa, s. 13-19Ünlü ve ark(2005) Halitligil, M.B., Onaran, H., Munsuz, N., 2001. Patates Yetiştiriciliğinde Damla Sulama ve 15N Tekniklerinin Kullanıldığı Fertigasyon Araştırmaları. TOGTAG-1692 Nolu Araştırma Projesi Sonuç Raporu. Ankara, 26s (Basılmamış) Ilisulu, K., 1986. Nişasta-Şeker Bitkileri ve Islahı. A.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, 1960. Ders Kitabı, 279. A.Ü. Basımevi, Ankara, 278s. İlbeyi, A., Halitligil, B., Akın, A., 1997. Nevşehir Derinkuyu Yöresinde Azotlu Gübrenin Patates Verimine Etkisinin ve Yeraltı Suyunu Kirletme Potansiyelinin 15N Tekniği ile Belirlenmesi. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara Araşt. Enst. Müd., Yayınları, Genel Yay. No. 208, Rapor Serisi No.114, Ankara, 45s. İlisulu, K., 1986. Nişasta, Şeker Bitkileri ve Islahı. Ank. Ün. Zir Fak. Yay. Ders Kitabı:279. Kanber,R., Köksal,H., Ünlü,M., Şenyiğit, U., Onaran, H., Ünlenen,A.L., Özekici,B., Sezen,M.S., Ortaç,İ., 2003. Nevşehir Yöresinde Farklı Sulama Yöntemleriyle Sıvı Gübre Uygulamalarının(Fertigation) Patates Verimi ve Azot Kullanımına Etkileri. TUBİTAK TARP- 2256 nolu proje sonuç raporu. Ekim 2003. 108 s. Adana. Karaca, M., Demir, Z., 1995a. Kapadokya Bölgesinde Patateste Azotlu Gübre Miktarı ve Uygulama Zamanının Yumru Verimine ve Hasat Sonrası Toprak İnorganik Azotuna Etkisi. İlhan AKALAN Toprak ve Çevre Sempozyumu, A.Ü.Ziraat Fakültesi Halkla İlişkiler Ünitesi, Ankara,.Cilt II, B.252-261. Keller,J.,1992. Irrigation Scheme Design for Sustainability. In:Feyen,J.,E.Mwendera, and M.Badji(eds.), Advance in Planning,Design and Management of Irrigation Systems as Related to Suistanable Land Use. pp:217-234. Leuven, Belgium. Kıpps, 1970. Production of Field Crops , A Textbook, of Agronomy, 6 th ed., Kleinkopf, G.E., 1983. Potato. "Crop-Water Relations. Edit. I.D.Teare ve M.M.Peet." A WilleyInterscience Publication. John Wilety and Sons, New Tork, s. 287-305. Lynch, D.R., N. Foroud, G.C. Kozub, and B.C. Farries. 1995. The Effect of Moisture Stress at Three Growth Stages on The Yield, Components of Yield and Processing Quality of Eight Potato Cultivars. Amer. Potato J. 72:375-386. Önal, İ.,Uz, E., Şener, S., Demir,V., 1994. Ege Bölgesi(Menemen) Koşullarında Farklı Sulama Sistemlerinin Maliyeti. TC Başbakanlık Köy Hizmetleri Genel Müdürülüğü Menemen Araştırma Enstitüsü Müd. Yayınları. Gn.Yay.No:206, Tek.Yay.No:T.34, 41s. Menemen. Onder, S., Calıskan, M.E., Onder, D., Calıskan, S.,2005. Different Irrigation Methods and Water Stress Effects on Potato Yield and Yield Components. Agricultural Water Management. 73(2005):73-86. Onder,S., Onder,D., 2006. Patateste Su Verim İlişkileri. 4. Patates Kongresi, 6-8 Eylül 2006. 10s., Niğde Sevim, Z., 1986. Erzurum Koşullarında Patatesin Su Tüketimi. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Erzurum Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Yay., Genel No. 11, Rapor No. 8, Erzurum, 50s., Sefa(1987) Shock, C.C., Feibert, E.B.G., Saunders, L.D., 1998. Potato Yield and Quality Response to Deficit Irrigation. Hort Science, 33(4): 655-659. Shock, C.C., J.C. Zalewski, T.D. Stieber, and D.S. Burnett. 1992. Impact of Early-Season Water Defıcits on Russet Burbank Plant Development, Tuber Yield and Quality. Amer. Potato J. 69:793- 803. Shock, C.C., Z.A. Holmes, T.D. Stieber, E.P. Eldredge, and P. Zhang. 1993. The Effect of Timed Water Stress on Quality, Total Solids and Reducing Sugar Content of Potatoes. Amer. Potato J. 70:227-241. Stylıanou,Y., Orphanos,P.I.,1981. Irrigation of Potatoes by Sprinklers or Tricklers on the Basis of Pan Evaporation in Semi-Arid Region. Şener, S., 1983. Menemen ve Sındırgı Koşullarında Patatesin Azot-Su İlişkileri ve Su Tüketimi. Menemen Bölge TOPRAKSU Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Yay., Genel No. 89, Rapor No. 62, Menemen, 82s. Ünlü, M., Kanber, R., Şenyiğit, U., Onaran, H., Diker, K.,2006. Trickle and Sprinkler Irrigation of Potato(Solanum tuberosum L.) in Anatolian Region in Turkey. Agricultural Water Management. 79(1):43-71. WMO, 1967. Measurement and Estimation of Evaporation and Evapotranspiration. World Meteorological Organisation., Tech. Note, 83, Geneva, 121s. Wright, J.L. and J.C. Stark. 1990. Potato. "Irrigation of Agricultural Crops. Edit: B.A. Stewart and D.R. Neilsen." ASA-CSSA-SSSA, Pub., Agron. Monogr. No. 30, WI, s. 859-888
(Evapotranspirasyonu, ET) iklime bağlı olarak 500-700 mm arasındadır. Sulama suyu ile yumru ağırlığı arasında doğrusal bir ilişki olduğu belirtilmektedir. Patates toprak su eksikliğine oldukça duyarlıdır. Optimum verim topraktaki kullanılabilir suyun %30-50’ den daha fazla olmadığı koşullarda elde edilmektedir.
Eğer EK’ nin %50’ sinden daha aşağılara inilirse verimde azalma meydana gelmektedir. Çimlenme, yumru oluşumu ve ürün oluşumu dönemlerindeki su eksikliği verimde en büyük etkiye sahiptir. Buna karşın olgunlaşma ve erken vejetatif dönemlerinde suya daha az duyarlıdır. Son yıllarda açık su yüzeyi buharlaşma kabına bağlı sulama programları yaygın olarak uygulanmaktadır.Yöntem, uygulanması kolay, ekonomik ve doğru olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmada, söz konusu yöntemin uygulanmasına ilişkin açıklamalar yapılacaktır. Patates sulamasında karık, damla ve yağmurlama sulama yöntemleri en yaygın olanlardır. Bazı koşullarda toprak altı damla sulama yapılabilir. Buna karşın yaygın olarak kullanılan yöntemler karık ve yağmurlama sulamadır.
Son yıllarda, damla sulama yöntemi de, patates sulamasında kullanılabilen bir yöntemdir. Her sulama yönteminin avantajları yanında olumsuzluklarıda göz önüne alınması gereklidir. Bu çalışmada, yukarda değinilen konular yanında farklı sulama yöntemlerinin patates verimine ilişkin araştırma sonuçları ele alınacaktır. Giriş Patates (Solanum tuberosum L.) yüksek verimi, düşük fiyatı, besleyici ve lezzetli besin maddesi sağlaması ile bir üründe bulunması arzu edilen bütün karakterleri taşıyan, dünyanın en önemli bitkisel besin kaynaklarından bir tanesidir (Kıpps, 1970). 19.yy’ da Anadolu’ ya girdiği bildirilen patates (Ilısulu, 1986), ülkemizin başta Nevşehir, Niğde, Bolu ve Ordu bölgeleri olmak üzere pekçok bölgesine yayılmış bulunmakta ve dünyanın pekçok yerinden daha verimli bir şekilde tarımı yapılmaktadır.
Patates üretimi yaygın olarak, Niğde ile Nevşehir yöresinde yapılmaktadır. Ülkemizdeki patates üretim alanlarının %25’i, toplam üretimin ise %44’ü sözü edilen bu yöreden elde edilmektedir. Dünyada, patates üretimi yaklaşık olarak 280 milyon tonu aşmakta, Türkiye’de 203000 ha alanda 5250000 ton üretilmektedir(Anonim, 1997). Bu üretim düzeyi ile Türkiye, dünyada patates üreticisi ülkeler içerisinde, altıncı durumdadır (FAO, 2002).
Ülkemizde, patates üretiminin %13’ü tohumluk, %16’sı aile içi tüketimde, %3’ü hayvan beslenmesinde kullanılmakta, kalan %68’si ise pazara sunulmaktadır (DİE, 1998). Niğde-Nevşehir yöresinde önemli bir patates üretim potansiyeli olmasına karşın, Kanber ve ark.(2005) tarafından bildirildiğine göre patates üreticileri tarafından yoğun azot gübrelemesi (90 kg/da’a dek çıkmaktadır) yapılmakta ve bu durum, aşırı sulama uygulamasını da beraberinde getirmektedir.
Açıklanan durum, enerji ve gübre giderlerinin toplam üretim giderleri içerisindeki payının önemli ölçüde artmasına; yeraltı su kaynaklarının ve toprakların tehlikeli boyutlarda kirlenmesine neden olmaktadır (İlbeyi ve ark., 1997). Aşırı sulama ve denetimsiz olarak yeni kuyuların açılması yüzünden yeraltı su düzeyinin sürekli olarak düşmesi, bölgede karşılaşılan bir diğer önemli sorundur.
Su kaynakları sadece Niğde-Nevşehir yöresinde değil hem ülkemizde hemde dünyada giderek azalmakta ve elde edilmesi de o ölçüde zorlaşmaktadır. Sulama sularının kalitesi de önemli ölçüde düşmektedir. Gelecekte bu durumun daha da kötü olacağı tahmin edilmektedir. Bu durumda yapılacak en önemli iş, çok zor ve pahalıya elde ettiğimiz suyu en iyi şekilde kullanmaktır. Sunulan bu çalışmada, su kaynakları yönünden ciddi sorunların yaşandığı orta anadolu bölgemizde de, önemli tarımsal ürünlerden biri olan patates için su-verim ilişkisi irdelenecek ve bu bağlamda yapılmış çeşitli araştırma sonuçları verilecektir.
Patateste Su Verim İlişkileri başlıklı bu çalışma; Sermet Önder, tarafından 4. Patates Kongresinde (6-8 Eylül 2006. 10s., Niğde) bildiri olarak sunulmuştur. Patates su verim ilişkisi Sulama, bitkinin normal gelişmesi için gerekli olan ancak doğal yağışlarla karşılanamayan suyun bitki kök bölgesinin olduğu toprağa verilmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Hemen her bitkide verimi etkileyen en önemli faktörlerden birisi sulamadır. Dolayısıyla, verimi doğrudan ilgilendiren bu faktörün çok iyi irdelenmesi gerekmektedir. Bu da sulama programının uygulanması ile çok yakın ilişkilidir. Sulama programı kavramı, sulama suyunun bitkiye ne zaman, nasıl, ne miktarda, hangi sıklıkta sulama yapılması gerektiği bilgilerini kapsar. Çalışma içerisinde, bu kavramların açıklamaları yapılacak ve konuya ilişkin yöntemler verilecek ve tartışılacaktır.
a:Ne zaman sulama yapılmalı: Bu konuda üç temel yöntem vardı. Bunlar isim olarak aşağıda sıralanmıştır.
1)Bitkiye dayalı:Bitkinin genel görünümü,Bitkinin yaprak sıcaklığı,Bitkinin stoma drenci,
2) Toprak Nemine:El’le Muayene, Gravimetrik örnekleme Yöntemi, Tansiyonmetre Yöntemi, Direnç Ölçme Yöntemi(Alçı veya Naylon Blok), Radyasyon Yöntemi(Nötronmetre), TDR(Time Domain Refloctrometre),
3) Su Bütçesi Tekniği. Bitkinin genel görünümüne bakarak, sabah ve akşam saatlerinde yaprak veya sürgünlerin solması veya pörsümesi, yaprak renginin koyulaşması durumunda sulama yapılmalıdır.
Bunun yanında dışında toprak nemini el ile kontrol ederek veya tansiyonmetre kullanılarak sulama zamanına karar verilebilir. Bunlar dışındakilerin hemen hemen hiçbiri çiftçinin(yetiştiricinin) doğrudan kullanımına uygun değildir.
Patateste topraktaki kullanılabilir suyun en fazla %30 ile %50 sinin tüketilmesine izin verilmelidir. Sulamalara vejetatif gelişme döneminden başlanarak hasat sonuna kadar devam edilmelidir. Sulamanın sıklığı sulama zamanı ile birebir ilgilidir.
Konuyla ilgili bazı araştırma sonuçları aşağıdadır: İlisulu(1986)’ya göre; hafif bünyeli topraklarda 10 günde, ağır bünyeli topraklarda ise 15-20 günde bir sulama yapılmalıdır.
Orta Anadolu gibi kurak bölgelerde kısa dönemli çeşitlerin 3 kez, uzun dönemlilerin ise 5-6 kez sulanabileceği belirtilmiştir. Ayla(1977)’ ya göre:Eskişehir’de 8 gün aralıklarla toplam 7 kez, Şener(1983)’e göre:İzmir Menemende 7-8 güne bir, Ayla(1985)’ ya göre: Ankara'da toplam 6 kez, Sevim(1986) ya göre: Erzurum-Pasinler koşullarında 10-12 gün aralıklarla, Sefa(1987)’ ye göre:Eskişehir’de karık sulama yöntemiyle 3 kez, Ayla(1989)’ya göre:Bolu yöresinde 10 gün aralıklarla toplam 5 kez, Önder ve ark(2005)’na göre Antakyada yağışa bağlı olarak 3 ile 5 kez, Ünlü ve ark(2006) Niğdede 3-7 gün aralıklarla toplam 10-16 kez, Erdem ve ark(2006) Tekirdağda 10-16 kez sulama uygulamıştır. Burada verilen sonuçlardan da görüldüğü gibi yöre, yetişme dönemi, çeşit ve sulama yöntemine bağlı olarak 7-10 güne bir sulama yapılması önerilebilir.
b) Nasıl Sulama Yapılmalı: Patates’ te Sulama Yöntemleri Bu ifade, sulama yöntemini açıklamaktadır.
Patates’ te üç temel sulama yöntemi kullanılır. Bunlar; yüzey, toprak altı ve yağmurlama (üstten) sulamalardır. Her yöntemin avantajı ve dezavantajları vardır. Hangi sulama yönteminin kullanılması gerektiği oldukça karmaşıktır. Bazı koşullarda yeraltı (toprak altı) sulama yapılabilir. Buna karşın yaygın olarak kullanılan yöntemler karık ve yağmurlama sulamadır.
Bunlara son zamanlarda damla sulama yöntemi de ilave edilmektedir. Karık sulama yöntemi ile fazla su kullanılmasına karşın iyi verim elde edilebilir. Washington’ da karık sulama yöntemi yağmurlamaya kıyasla 4 kat daha fazla su gereksinmiştir. Buna karşın yağmurlamada verim daha da düşük olmuştur. Aynı çalışmada sulama suyu günlük ET değerlerine göre verilmiştir. Bu koşullarda, sulamanın 2-3 güne bir yapıldığı konu ile her gün sulama yapılan konu karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak her gün sulanan konudan daha iyi değerler elde edilmiştir. Patates için sulama yöntemleri değerlendirilecek olursa, karık sulama yönteminin randımanı diğer yöntemlere göre daha düşük, su dağıtım sistemi işçilik ve zaman gerektirir.
Su kayıpları da daha fazladır ve arazi tesviyesi gerektirir. Yağmurlama sulama da su daha kontrollü verilebilir, tarlada tesviyeye gereksinim yoktur, su dağıtım sistemi verimli, sulama randımanı yüksektir. Bunların yanında yağmurlama sulamada bitkinin ıslatılması hastalıklar açısından ortam yaratmakta, yüksek basınç dolayısıyla enerjiye gereksinim vardır. Sistemin taşınabilir olması durumunda iş gücü, emek ve zamana ihtiyaç olacak, rüzgarlı yerlerde suyun sürüklenmesi, sıcaklarda buharlaşması gibi olumsuzluklara da sahiptir. Damla sulama sistemleri, sulama randımanın yüksek olması, sistemin kontrol edilebilirliği, iş gücü gereksiniminin çok az, sulama ile gübrenin kolayca uygulanabilmesi, sistem maliyetinin düşük olması gibi avantajlara sahiptir.
Bunun yanında, damlatıcıların tıkanma, düşük de olsa sürekli enerji gereksinimi gibi olumsuzlukları da bulunmaktadır. Her sulama yönteminin kendine özgü değinilen olumlu ve olumsuz özellikleri yanında, su kaynaklarının giderek azalması, kalitesinin bozulması, gelecekte tarım dışındaki sektörlerin de suya olan ihtiyacının artacağı dolayısıyla tarımda kullanılacak su miktarının azalacağı da göz önüne alındığında, Önder ve ark(2005)’de de vurgulandığı gibi, toprak üstü veya toprak altı damla sulama sisteminin daha ön plana çıkacağı ortadadır.
Ülkemizde patates sulamasında sulama yöntemlerini kıyaslayan çalışma yok denecek kadar azdır. Bunlardan birkaçı verilmiştir. Önder ve ark(2005) Amik ovasında, toprak üstü ve altı damla sulama yöntemlerini kıyaslamışlar ve toplam verim yönünden yöntemler arasında önemli bir fark bulamamışlardır. Ünlü ve ark(2006), Niğde'de yürütükleri bir çalışmada yağmurlama ve damla sulama yöntemlerini kullanmışlar. Sonuçta yağmurlama sulamadan, damlaya göre, %7 dolaylarında daha yüksek ürün alınmıştır. Erdem ve ark(2006), Tekirdağ'da patates sulamasında karık ve damla sulama yöntemlerini kıyaslamış ve verim yönünden farkın önemsiz olduğunu belirtmişlerdir.
Yöntemler arasında istatistiksel farklar çıkmamasına karşın, damla sulama yönteminde diğerlerine kıyasla çok daha az miktarda su kullanıldığı göz ardı edilmemelidir. Sulama yöntemlerinin maliyetleri Sulama yöntemleriyle ilgili en çok sorulan sorulardan biri sistemin maliyetidir. Keller(1992) tarafından farklı sulama yöntem ve bunların işletim sistemlerine ilişkin ilk yatırım maliyetleri ve yıllık işletme masraflarına yönelik hazırlanmış bilgiler Çizelge 1 de verilmiştir. Çizelgede verilen değerler yaklaşık olup, sulama sisteminin kurulacağı arazinin büyüklüğüne veya mevcut bazı sistemlerin olması durumuna göre farklılıklar gösterebilir.
Günümüzdeki rekabet koşulları, sulama sisteminin kalitesine ve gelişen teknolojilere bağlı olarak, maliyetlerde değişikliklerin olması olağandır. Ancak, ülkemizde sulama sitemlerinin maliyeti ile ilgili çalışma yok denecek azdır. Bunlardan en önemlilerinden biri Ege Bölgesinde(Menemen) koşullarında farklı sulama sistemlerinin farklı büyüklükteki alanlar için hesaplanmış maliyetleridir(Önal ve ark,1994).
Bu çalışma sonuçlarına göre, su kaynağının kanal suyu veya derin kuyu; pompa tipinin dalgıç veya santrifüj pompa; sulama alanın ise 1 ha dan 25 ha a kadar değişmesi durumunda; tava sulama yönteminde maliyet 200 ile 2000 DM/ha arasında değiştiği belirtilmektedir. Benzer şekilde, karık sulamada ise aynı değerler 275 ile 2000 DM/ha aralığındadır. Sabit yağmurlama sulamada ise 500 ile 2000 DM/ha, hareketli yağmurlamada ise 1000 ile 9000 DM/ha dolaylarındadır.
Damla sulama yönteminde ise benzer aralık 3000-4500 DM/ha aralığında değişmektedir. Ancak, bu çalışmanın yapıldığı yıldan günümüze, özellikle damla ve yağmurlama sulama sistemlerinde, ciddi maliyet düşüşleri yaşanmaktadır. Dolayısıyla, yukarıda verilen Çizelge 1’de sistem maliyetini merak eden kişilerin fikir oluşturmaları amacıyla yararlı olacak niteliktedir.
c)Hangi Sıklıkta Sulama Yapılmalı: Kaç güne bir sulama yapılmalı anlamı taşır. Bu, sulamanın ne zaman yapılacağı ile bire bir ilgilidir. Bitkilerin gelişme dönemlerinin başında seyrek, ilerleyen gelişme dönemlerinde sık ve daha sonra tekrar seyrektir.
Ayrıca, sulama yöntemine bağlı olarak değişiklik gösterir.
d) Ne Miktarda Su Uygulanmalı (Sulama Suyu Gereksinimi): Ne kadar su uygulanmalı veya diğer bir ifadeyle bitki su gereksinimi nedir sorusunun cevabı bitkinin ihtiyacı olan miktardır.
Toprak nemine dayalı belirlenmek istenirse Tarla Kapasitesi nem değeri ile Mevcut Nem değeri arasındaki fark olarak tanımlanır(TK-Mevcut nem). Diğer bir yönteme dayalı olarak sulama suyu gereksinimi, bitkinin tükettiği su miktarından varsa düşen yağışın etkili olan kısmının çıkartılması sonucunda geriye kalan miktardır.
Ülkemizde sulamanın yoğun olduğu yaz aylarında birçok bölgede yağış düşmemekte veya sulama suyu miktarına kıyasla önemsenmeyecek miktardadır. Dolayısıyla, yağışsız dönemlerdeki sulama suyu gereksinimi, doğrudan doğruya bitkinin su tüketimine eşittir. Buna bağlı olarak, bitkilerin su tüketimlerinin çok iyi bilinmesi gerekir.
Bitki su tüketimi, arazide ve lizimetrelerde doğrudan ölçülerek belirlenebileceği gibi iklim verilerine dayalı ampirik eşitliklerle de belirlenebilir. Doğrudan ölçüm yönteminin zaman alıcı, pahalı ve yorucu olması nedeniyle eşitliklere dayalı yöntemlerle hesaplama yöntemi daha çok tercih edilmektedir. Bu amaçla kullanılan çok sayıda ampirik eşitlik bulunmaktadır. Söz konusu eşitliklerden hangisinin kullanılacağına karar verirken, eşitliklerin gereksindiği verilerin o yerdeki meteoroloji istasyonundan elde edilebilme olasılıkları, yapılan çalışmanın hassasiyeti(duyarlılığı) göz önüne alınmaktadır.
Çizelge 1. Farklı Sulama Yöntemlerinin Maliyetleri ve Sulama Randımanları (Keller, 1992) Sulama Yöntem ve Tipi İlk Yatırım Maliyeti ($/ha) Ekonomik Ömür (Yıl) Yıllık İşletme Masrafı* ($/ha) Su Uygulama Randımanı (%) YÜZEY SULAMA Tava Sulama 370-1,085 10/15 10 70-90 UzunTava Sulama 370-1,085 10/15 10 70-85 Karık 150-750 10/15 3/5 65/85 Su İletim Durumu Kaplamalı Kanal 400-1,250 15 3 -- Borulu 800-2,500 20 1 -- Otomasyon 300 10 5 -- YAĞMURLAMA Lateral Elle Taşınabilir 450-675 15 2 65-80 Hareketli Tabanca 950-1,200 10 6 55-70 Center-Pivot Standard (2) 1,100 15 5 70-85 w/Corner 1,200 15 6 65-85 Long (500 m) 700 15 5 65-85 DoğrusalHareketli Kanal Beslemeli 1,100-1,300 15 6 65-85 Boru Beslemeli 1,600-2,050 15 6 65-85 Sabit-Sistem Permanent 2,300-3,500 20 1 65-75 DAMLA Bahçelerde Drip/Spray 1,500-3,500 10/20 3 75-90 Bubbler 2,500-4,000 15 2 60-85 Hose-Pull 1,200-1,800 5/20 3 65-90 Hose-Basin 1,500-1,800 7/20 2 55-80 Sıra Bitkileri Yeniden Kullanımlı 2,000-5,000 10/20 3 65-90 Tek Yıl Kulanımlı 1,650-3,000 1/20 20 60-80 Patateste sulama suyu gereksinimiyle ilgili yapılan ve elde edilebilen kimi çalışma sonuçları şöyledir: Tokat-Kazova ovasında 412 mm sulama suyu (Günbatılı, 1986), Erzurum-Pasinler de 553 mm sulama suyu (Sevim, 1986), Bolu yöresinde 585 mm sulama suyu (Ayla,1989), Hatay Amik Ovasında 245-302 mm sulama suyu (Önder ve ark, 2005), Niğde de 780-830 mm sulama suyu (Ünlü ve ark,2006), Niğde de 600-1200 mm sulama suyu (Halitligil ve ark,2001), Tekirdağ da 349-576 mm sulama suyu(Erdem ve ark,2006) uygulanmıştır.
Yöre, yetişme dönemi, sulama yöntemi gibi faktörlere bağlı olarak 300-800 mm sulama suyu uygulanmaktadır. Mevsimlik su tüketim değerlerinin bilinmesi kadar önemli olan bir konuda, su tüketiminin belirleneceği bitkinin gelişme dönemleridir.
Patates bitkisinin gelişme dönemleri Şekil 1 de verilmektedir(Doorenbos ve Kassam 1979). Şekil 1. Patatesin Gelişme Dönemleri Ülkemizin farklı yörelerinde patates bitkisinin su tüketimini ve azot-su ilişkilerini belirlemek amacıyla çok sayıda araştırma yapılmıştır.
Ancak, bu çalışmalar içerisinde, patatesin yaygın biçimde tarımının yapıldığı Niğde-Nevşehir yöresinde farklı sulama yöntemleri ve fertigasyon tekniği gibi, suyu ve gübreyi etkin kullanan sistemler üzerine araştırma yok denecek kadar azdır. Yörede karşılaşılan en belirgin sorun aşırı su ve gübre kullanımıdır. Bölgede patates bitkisi yetiştiricileri dekara 60-90 kg azot uygulamakta ve toplam 17-18 kez sulama yapmaktadır (Karaca ve Demir, 1995).
Aşırı gübre kullanımı, hem ekonomik yönden hem de insan sağlığı açısından üzerinde önemle durulması gereken sorunlardan birisi haline gelmiştir. Halitligil ve ark. (2001), Niğde-Nevşehir yöresinde patates bitkisi üzerine yapmış oldukları çalışmada damla sulama-fertigasyon sistemi uygulandığı takdirde, suyun daha randımanlı kullanılabileceğini belirgin bir şekilde ortaya koymuştur.
Çalışmada araştırmacılar 600 mm su uygulaması ile ortalama toplam pazarlanabilir yumru veriminin yaklaşık 3350 kg/da olduğunu saptamışlardır. Ayrıca, aynı yörede daha önce yapılan denemelerde (Halitligil ve ark., 1996), yağmurlama sulama ile ortalama 4000 kg/da patates yumru verimini alabilmek için yaklaşık 1200 mm su uygulandığı açıklanmıştır. Halbuki aynı ortalama patates yumru verimi, damla sulama-fertigasyon sistemi ile sezon boyunca 600 mm su uygulaması ile elde edilmiştir.
Bu sonuçlar, damla sulama yönteminin, yağmurlama sulama yöntemine göre, sudan en az % 50 oranında bir artırım sağladığını göstermektedir(Kanber ve ark, 2003). Ünlü ve ark(2005) tarafından Niğde de yürütülen bir çalışmada damla sulama yöntemi yağmurlama sulama yöntemine kıyasla %17 daha az su kullanmıştır. Ayrıca, yağmurlama yönteminde azot kayıpları damla yöntemine kıyasla daha fazla bulunmuştur. 15-20 cm 20-30 cm 30-40 cm Tam Gelişme Başlangıç Dönemi(0) Vejetatif Dönem(1) (1a) (1b) Ürün Oluşumu Dönemi Olgunlaşma Dönemi 15-25 gün 15-20,15-20 45-55 gün 10-15 gün Class A pan(A sınıfı Buharlaşma Kabı) ile Sulama Suyu Miktarlarının Belirlenmesi Sulama suyu miktarları, açık su yüzeyi buharlaşmasından yaralanılarak hesaplanabilmektedir.
Bu amaçla yaygın olarak kullanılan, A sınıfı buharlaşma kabından (Class A Pan) yararlanılmaktadır(Şekil 2). Buharlaşma kabı, üretim yapılan ve bitki ile örtülü alana 10×10 cm ölçülerindeki bir ahşap ızgara üzerine yerleştirilmektedir. Buharlaşma kabı, W.M.O (1967) tarafından verilen ölçülere uygun biçimde, 121 cm çapında ve 25.5 cm derinliğine sahip galvanize demirden yapılmış olması gerekmektedir. Kabın içerisindeki su, kirlenmeyi önlemek için sık sık değiştirilmelidir. Doorenbos ve Pruit (1977) tarafından tanımlanan yerleştirme koşullarından birinde konumlandırılması gereklidir.
Her gün sabahları aynı saatte derinlik ölçümü yapılarak(tercihen 8.00 veya 9.00 gibi), iki gün arasındaki fark günlük buharlaşma miktarı olarak belirlenir. Şekil 2. Açık su yüzeyi buharlaşma kabı(Class A Pan) görüntüsü(Kanber ve ark.2003) Sulama aralığında oluşan yığışımlı buharlaşma değerleri, aşağıdaki eşitlikte yerine koyularak uygulanacak net sulama suyu miktarları hesaplanmaktadır(Kanber ve ark.2003). I = Kpc × Ep × C (1) V= I × A (2) Burada, I, sulama suyunu(mm), Kpc, pan ve bitkiye bağlı katsayıyı, Ep, sulama aralığındaki yığışımlı buharlaşma miktarını(mm), C ise bitki aksamı tarafından gölgelenen veya örtülen toprak alanını(%),V uygulanacak toplam su hacmini(m3 , ton) ve A ise sulama alanını(da) ifade etmektedir. Uygulanacak sulama suyu hacmi, damla veya yağmurlama sulama yöntemi kullanılan yerlerde su sayaçları(saatleri) ile ölçülerek denetlenebilir, hesaplanan miktara ulaşıldığında sulamaya son verilir. Yukarda verilen eşitliklerde en önemli sorun Kpc katsayısının elde edilmesidir.
Niğde koşullarında Ünlü ve ark(2006) tarafından yapılan çalışma sonuçlarına göre patates için Kpc katsayısının 1.2 olması önerilmiştir. Patates için benzer çalışma yapan D’amato ve ark(1993), katsayıyı 1.0 ve 1.5, Stylianou ve Orphanos(1981) patateste, yağmurlama sulama koşullarında, katsayının 0.7- 0.8’nin olması gerektiği bildirilmiştir. Bu koşullarda, bitkinin örtü alanını ölçerek ve yüzdesini hesaplayarak, patates sulamasında uygulanacak sulama suyu miktarı kolayca belirlenebilecektir.
Kaynaklar Anonim, 1997. Tarımsal Yapı ve Üretim, 1995 Yıllığı, Başbakanlık DİE, Yayın No:2031, Ankara, 77s. Ayla, Ç., 1977. Orta Anadolu Koşullarında Patatesin Azot-Su İlişkileri ve Su Tüketimi. TOPRAKSU Genel Müdürlüğü, Merkez Topraksu Araştırma Enstitüsü Yay., Genel No. 51, Rapor No. 18, Ankara, 56s. Ayla, Ç., 1985. Ankara Koşullarında Ayçiçeği, Patates, Yonca ve Mısır Bitkilerinde Tartılı Lizimetre ile Saptanan Gerçek Su Tüketiminin Potansiyel Evapotranspirasyon Değerleri Karşılaştırılması, Köy Hizmetleri Ankara Araştırma Enstitüsü Yayınları, Genel No. 126, Rapor No. 55, Ankara, 69s. Ayla, Ç., 1989. Bolu Ovasında Patatesin Azot-Su İlişkileri ve Su Tüketimi. TOPRAKSU Genel Müdürlüğü, Merkez Topraksu Araştırma Enstitüsü Yay., Genel No. 168, Rapor No. 76, Ankara, 32s. Cappaert, M.R., M.L. Powelson, N. W. Chizstensen, W.R. Stevenson, and D.I. Rouse. 1994. Assessment of Irrigation as A Method of Managing Potato Early Dying. Phytopathology 84:792-800. DİE., 1998.Tarımsal Yapı (Üretim, Fiyat, Değer). Başbakanlık DİE Yayınları, No. 2097, Ankara, 591s. Doorenbos, J., Pruitt, W.O., 1977. Crop Water Requirements. FAO Irrigation and Drainage Paper, No. 24. Food and Agriculture Org. of The United Nations, Rome, 144s. Doorenbos, J., Kassam, A.H.,1979. Yield Response to Water .FAO Irrigation and Drain. Paper No:33. Rome, 193 p.Italy. Eldredge, E.P., C.C. Shock, and T.D. Stieber. 1992. Plot sprinklers for Irrigation Research. Agron. J. 84:1081-1084. Eldredge, E.P., Z.A. Holmes, A.R. Mosley, C.C. Shock, and T.D. Stieber. 1996. Effects of Transitory Water Stress on Potato Tuber Stem-End Reducing Sugar and Fry Color. Amer. Potato J. 73:517-530. Erdem,T., Erdem,Y., Orta,H.,Okursoy,H., 2006. WaterğYield Relationships of Potato in Different Irrigation Methods and Regimens.Sci.Agric (Pracicaba Brazil) 63(3):226-231. FAO, 2002. (Farklı Yıllar). FAOSTAT-Agriculture. www.fao.org. Günbatılı, F., 1986. Tokat-Kazova ve Niksar Ovalarında Erkenci Patatesin Su Tüketimi, Köy Hizmetleri Tokat Araş. Enst. Yayınları, Genel No. 78, Rapor No.48, Tokat, 52s. Halitligil, M.B., İlbeyi, A. ve Akın, A., 1996. Kumlu Toprakta Patates Bitkisine Uygulanan Etiketli Amonyum Sülfat Gübresinin Azot Döngüsü. IV. Ulusal Nükleer Tarım ve Hayvancılık Kongresi 25-27 Eylül 1996 Uludağ Üniversitesi, Bursa, s. 13-19Ünlü ve ark(2005) Halitligil, M.B., Onaran, H., Munsuz, N., 2001. Patates Yetiştiriciliğinde Damla Sulama ve 15N Tekniklerinin Kullanıldığı Fertigasyon Araştırmaları. TOGTAG-1692 Nolu Araştırma Projesi Sonuç Raporu. Ankara, 26s (Basılmamış) Ilisulu, K., 1986. Nişasta-Şeker Bitkileri ve Islahı. A.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, 1960. Ders Kitabı, 279. A.Ü. Basımevi, Ankara, 278s. İlbeyi, A., Halitligil, B., Akın, A., 1997. Nevşehir Derinkuyu Yöresinde Azotlu Gübrenin Patates Verimine Etkisinin ve Yeraltı Suyunu Kirletme Potansiyelinin 15N Tekniği ile Belirlenmesi. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara Araşt. Enst. Müd., Yayınları, Genel Yay. No. 208, Rapor Serisi No.114, Ankara, 45s. İlisulu, K., 1986. Nişasta, Şeker Bitkileri ve Islahı. Ank. Ün. Zir Fak. Yay. Ders Kitabı:279. Kanber,R., Köksal,H., Ünlü,M., Şenyiğit, U., Onaran, H., Ünlenen,A.L., Özekici,B., Sezen,M.S., Ortaç,İ., 2003. Nevşehir Yöresinde Farklı Sulama Yöntemleriyle Sıvı Gübre Uygulamalarının(Fertigation) Patates Verimi ve Azot Kullanımına Etkileri. TUBİTAK TARP- 2256 nolu proje sonuç raporu. Ekim 2003. 108 s. Adana. Karaca, M., Demir, Z., 1995a. Kapadokya Bölgesinde Patateste Azotlu Gübre Miktarı ve Uygulama Zamanının Yumru Verimine ve Hasat Sonrası Toprak İnorganik Azotuna Etkisi. İlhan AKALAN Toprak ve Çevre Sempozyumu, A.Ü.Ziraat Fakültesi Halkla İlişkiler Ünitesi, Ankara,.Cilt II, B.252-261. Keller,J.,1992. Irrigation Scheme Design for Sustainability. In:Feyen,J.,E.Mwendera, and M.Badji(eds.), Advance in Planning,Design and Management of Irrigation Systems as Related to Suistanable Land Use. pp:217-234. Leuven, Belgium. Kıpps, 1970. Production of Field Crops , A Textbook, of Agronomy, 6 th ed., Kleinkopf, G.E., 1983. Potato. "Crop-Water Relations. Edit. I.D.Teare ve M.M.Peet." A WilleyInterscience Publication. John Wilety and Sons, New Tork, s. 287-305. Lynch, D.R., N. Foroud, G.C. Kozub, and B.C. Farries. 1995. The Effect of Moisture Stress at Three Growth Stages on The Yield, Components of Yield and Processing Quality of Eight Potato Cultivars. Amer. Potato J. 72:375-386. Önal, İ.,Uz, E., Şener, S., Demir,V., 1994. Ege Bölgesi(Menemen) Koşullarında Farklı Sulama Sistemlerinin Maliyeti. TC Başbakanlık Köy Hizmetleri Genel Müdürülüğü Menemen Araştırma Enstitüsü Müd. Yayınları. Gn.Yay.No:206, Tek.Yay.No:T.34, 41s. Menemen. Onder, S., Calıskan, M.E., Onder, D., Calıskan, S.,2005. Different Irrigation Methods and Water Stress Effects on Potato Yield and Yield Components. Agricultural Water Management. 73(2005):73-86. Onder,S., Onder,D., 2006. Patateste Su Verim İlişkileri. 4. Patates Kongresi, 6-8 Eylül 2006. 10s., Niğde Sevim, Z., 1986. Erzurum Koşullarında Patatesin Su Tüketimi. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Erzurum Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Yay., Genel No. 11, Rapor No. 8, Erzurum, 50s., Sefa(1987) Shock, C.C., Feibert, E.B.G., Saunders, L.D., 1998. Potato Yield and Quality Response to Deficit Irrigation. Hort Science, 33(4): 655-659. Shock, C.C., J.C. Zalewski, T.D. Stieber, and D.S. Burnett. 1992. Impact of Early-Season Water Defıcits on Russet Burbank Plant Development, Tuber Yield and Quality. Amer. Potato J. 69:793- 803. Shock, C.C., Z.A. Holmes, T.D. Stieber, E.P. Eldredge, and P. Zhang. 1993. The Effect of Timed Water Stress on Quality, Total Solids and Reducing Sugar Content of Potatoes. Amer. Potato J. 70:227-241. Stylıanou,Y., Orphanos,P.I.,1981. Irrigation of Potatoes by Sprinklers or Tricklers on the Basis of Pan Evaporation in Semi-Arid Region. Şener, S., 1983. Menemen ve Sındırgı Koşullarında Patatesin Azot-Su İlişkileri ve Su Tüketimi. Menemen Bölge TOPRAKSU Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Yay., Genel No. 89, Rapor No. 62, Menemen, 82s. Ünlü, M., Kanber, R., Şenyiğit, U., Onaran, H., Diker, K.,2006. Trickle and Sprinkler Irrigation of Potato(Solanum tuberosum L.) in Anatolian Region in Turkey. Agricultural Water Management. 79(1):43-71. WMO, 1967. Measurement and Estimation of Evaporation and Evapotranspiration. World Meteorological Organisation., Tech. Note, 83, Geneva, 121s. Wright, J.L. and J.C. Stark. 1990. Potato. "Irrigation of Agricultural Crops. Edit: B.A. Stewart and D.R. Neilsen." ASA-CSSA-SSSA, Pub., Agron. Monogr. No. 30, WI, s. 859-888
TOPRAK – BİTKİ – SU İLİŞKİSİ
Toprakta bulunan su miktarı azaldıkça, toprak zerrelerinin bu suyu tutma gücü artar.Bu ise bitkilerin su alımını güçleştirip verimi olumsuz yönde etkiler. Toprak profili içerisinde gereğinden az suyun bulunması yukarıda denildiği gibi verimi azaltacaktır. Ancak gereğinden fazla suyun bulunmasında bitki kök hücrelerinin normal faaliyetlerini sürdürmesini engelleyecek ve iyi bir kök gelişimi sağlanamıyacaktır. Bu nedenle toprak boşluklarında yeteri kadar havanın bulunması gerekir. Çünkü iyi bir bitki gelişmesinin temeli iyi bir kök gelişmesidir.Bunun yanında topraktaki organik maddeleri parçalayarak bitkilerin alımını kolaylaştıran mikroorganizmala yeterli havalanma koşullarında yaşayabilirler. Tüm bu değinilen dengeleri korumak için toprak boşluklarını dolduran su ve hava dengesinin iyi bir şekilde tesisi gerekir.
SUYUN BİTKİ KÖKLERİNE DOĞRU HAREKETİ
Bitkiler suyu genel olarak kök uçları yardımıyla alırlar. BU su alımında etkin rol oynayan ise kılcal köklerdir. Suyun alımını sağlayan temel kuvvet köklerde oluşan yüksek ozmotik basınçtır.
Bu basınç toprak nemi geriliminden fazla olduğu zaman su hareketi topraktan köklere doğrudur. Kök bölgesinde tarla kapasitesi altında suyun olduğu koşullarda kökler suyu aramak için sürekli hareket halinde olduklarından bu koşullarda iyi bir kök gelişimi olur. Etkili kök derinliğindeki nem solma noktasına yaklaştığında veya bu derinlikteki suyun tuz konsantrasyonunun çok yüksek olduğu koşullarda toprak nemin gerilimi çok artacağından su hareketi köklerden toprağa doğru olacaktır.
TOPRAĞIN SU ALMA HIZI
Toprağın infiltrasyon hızı suyun belirli bir zaman süresinde belirli bir yüzeyden toprak içerisine düşey olarak girme hızı dır. Hız boyutuna sahip olan infiltrasyon hızı cm/h veya mm/h olarak ifade edilir.
Su alma hızı yağmurlardan sonra yüzey akışına geçecek su miktarının belirlenmesinde ve sulama yöntemlerinin seçilerek projelendirilmesinde kullanılır.
FARKLI TOPRAK BÜNYELERİ İÇİN ORTALAMA İNFİLTRASYON HIZLARI
SULAMA SUYU İHTİYACI
Bir bitkinin sulama suyu ihtiyacının hesaplanabilmesi için bu bitkinin su tüketiminin ve bu miktarın yağışlarla karşılanan kısmının ( etkili yağış ) bilinmesi gerekir. İkisi arasındaki fark bitki – su tüketiminin sulama ile karşılanması gereken miktarını verecektir. Herhangi bir alandaki sulama suyu ihtiyacının saptanabilmesi için ise bu iki kavram dışında suyun kaynaktan alınarak alana iletilmesi ve kök bölgesinde depolanması arasında kalan aşamalarda kaybolan su miktarının başka bir deyişle sulama randımanının bilinmesi gerekir. Ancak bu şekilde değişik dönemlerde kök bölgesinde depolanacak su miktarı ve bu depolamanın gerçekleştirilebilmesi için kaynaktan saptırılacak su miktarının bilnmesi gerekir. Bu nedenlerle bitki – su tüketimi, etkili yağış ve sulama randımanı kavramlarının sağlıklı bir biçimde irdelenmesi gerekir.
Bitki-su tüketiminin en yüksek olduğu aya ilişkin değerler sulama sistemi kapasitesinin belirlenmesinde, günlük bitki – su tüketimi değerleri sulama zamanın belirlenmesinde ( uygulanacak net sulama suyu miktarı ve sulama aralığı ) mevsimlik bitki – su tüketimi değerleri ise depolanması gereken sulama suyu miktarının hesabında kullanılır.
Damlama sulama - fıskiye sistemleri ve hesaplamaları
www.e-bahce.net

DAMLA SULAMA SİSTEMİ NASIL OLUŞUR
Bir damla sulama sistemi genel olarak su kaynağından başlayarak
a) Kontrol ünitesi
b) Ana boru hattı
c) Yan boru hattı
d) Lateral boru hattı
e) Damlatıcılardan oluşmaktadır.
Kontrol ünitesi, pompa, basınç düzenleyici, filtreler, gübre tankı ve vanalardan oluşmaktadır.Ana ve yan boru hatlarından sonra Sistemin en önemli unsurlarından birisi de Lateral hattı ve damlatıcılardır. Lateral boru hattı basınçlı suyu damlatıcılara taşır. Suyun basıncı damlatıcılar da kırılır ve çıkışta sıfıra düşer. Böylece damlama olayı gerçekleşir.
Damla sulama sistemi ile verilecek su miktarı bitkinin isteğine bağlı olarak basınç-damlatıcı debisi çalışma süresi ilişkisinden yararlanılarak ayarlanır. Sulama zamanı bitkinin su isteğine bağlı olarak haftada 1 ile 7 gün arasında değişebilmektedir. Burada önemli olan ne zaman ve ne kadar su verileceğinin iyi bilinmesidir.
Su kaynağı : Damla sulama yönteminde her türlü su kaynağından yararlanılabilir. Ancak suyun fazla miktarda kum, sediment ve yüzücü cisim içermemesi gerekir. Ayrıca, fazla miktarda kalsiyum ve magnezyum bileşikleri ile demir bileşikleri içeren sular da damla sulama yöntemi için uygun değildir.
Pompa Birimi : Su kaynağının yeteri kadar yüksekte olmadığı koşullarda, gerekli işletme basıncı pompa birimi ile sağlanır. Su kaynağının tipine bağlı olarak santrifüj, derin kuyu yada dalgıç tipi pompalardan biri kullanılabilir. Pompanın elektrik motoru ile çalıştırılması tercih edilir.
Kontrol Birimi : Damla sulamada, suyun çok iyi süzüldükten sonra sisteme verilmesi gerekir. Aksi durumda damlatıcıların tıkanması sorunuyla karşılaşılır. Bu işlem kontrol biriminde yapılır. Kontrol biriminde ayrıca, sisteme verilecek sulama suyunun basınç ve miktarı denetlenir ve bitki besin maddeleri sulama suyuna karıştırılır. Kontrol birimi genellikle ana boru hattının başlangıcına kurulur.
Kontrol biriminde; hidrosiklon, kum-çakıl filtre tankı, gübre tankı, elek filtre, basınç regülatörü, su ölçüm araçları, manometreler ve vanalar bulunur. Hidrosiklon, suda bulunabilecek kum parçacıklarının sisteme girmeden önce tutulduğu araçtır. Su hidrosiklonun üst kısmından çepere doğru girer ve çeper boyunca aşağıya doğru iner. Daha sonra su ortadan yukarıya doğru yükselir ve kum parçacıkları ağır olduğundan tabanda kalır. Kumdan arınan su hidrosiklonun üzerinden sisteme verilir. Tabanda biriken kum belirli aralıklarla temizlenir. Kum-çakıl, filtre tankında, sulama suyunda bulunabilecek sediment ve yüzücü cisimler tutulur. Su tanka üstten girer, kum ve çakıl katmanlarından geçtikten sonra tankın altından çıkar. Bu arada sediment ve yüzücü cisimler genellikle üst kesimde tutulur. Tankın tabanında, etrafı elek filtre ile sarılmış delikli boru bulunur. Burada amaç, tanktan su ile birlikte kumun çıkışını engellemektir. Kum-çakıl, filtre tankında ayrıca suyun alttan girişini ve üstteki vanadan çıkışını sağlayan geri yıkama borusu bulunur. Bu boru aracılığıyla, zaman zaman tankın üst kesiminde biriken sediment ve yüzücü cisimler yıkanarak tank temizlenir. Damla sulama sistemlerinde bitki besin maddeleri sulama suyuna karıştırılarak uygulanır. Bu amaçla sıvı gübre kullanılır. Sulanacak alanın büyüklüğüne göre hesaplanan sıvı gübre miktarı, kontrol birimindeki gübre tankının içerisine konur. Gübre tankı ana boruya üzerinde vanalar bulunan hortumlarla iki noktadan bağlanır. Biri gübre tankına su girişi, diğeri ise su çıkışı içindir. Ana boru üzerine ayrıca, değinilen iki nokta arasında basınç farklılığı yaratmak amacıyla bir vana daha yerleştirilir. Gübre uygulanacağı zaman ana boru üzerindeki vana kısmen kapatılır, gübre tankı giriş ve çıkış vanaları açılır. Böylece, ana borudaki suyun bir kısmı gübre tankına girer, sıvı gübre ile karışır ve tekrar ana boruya döner.
Kontrol birimine, gübre tankından sonra elek filtre yerleştirilir. Filtre genellikle silindir biçimindedir. Tek yada iç içe geçmiş iki filtreden oluşabilir. Elek filtrelerin 80-200 mesh arasında olması önerilmektedir. Dış filtrenin elek numarası genellikle daha düşüktür. Elek filtre ile, kum-çakıl filtre tankında süzülemeyen sediment ve gübre tankından gelebilecek gübre parçacıkları tutulur. Her sulamadan sonra elek filtreler sökülür ve yıkanarak temizlenir. Elek filtreden sonra, suyun boru hattında sabit basınç altında verilmesini sağlamak için bir basınç regülatörleri yerleştirilir. Basınç regülatörleri bazen manifold boru hattı girişine de yerleştirilebilir. Kontrol biriminde ayrıca, kum-çakıl filtre tankının giriş ve çıkışı ile elek filtre girişindeki basıncın ölçülmesi gerekmektedir. Bu amaçla, üç yollu bir manometreden yararlanılır. Böylelikle, basınç farklılıklarından filtrelerin tıkanma derecesi saptanır ve gerekli zamanlarda filtreler temizlenir.
Ana Boru Hattı : Suyu kaynaktan manifold boru hatlarına iletir. Genellikle gömülüdür ve sert PVC borulardan oluşturulur. Küçük sistemlerde ana boru hattı toprak yüzeyine döşenebilir. Bu koşullarda sert PE borular kullanılır.
Manifold Boru Hattı : Suyu ana boru hattından laterallere iletir. Laterallerin doğrudan ana boru hattına bağlanması durumunda, su girişini denetlemek için her lateralin başına bir vananın yerleştirilmesi zorunluluğu vardır. Bu ise hem sistem maliyetini çok önemli boyutlarda arttırır hem de sistemin işletilmesini güçleştirir. Bunun yerine, belirli sayıdaki lateral boru hattı manifold boru hattına bağlanır ve manifoldun ana boru hattıyla bağlantısı bir vana ile sağlanır. Manifold boru hattına bağlı laterallerin tümü bir işletme birimini oluşturur. Manifold başlangıcındaki vana açıldığında işletme birimindeki tüm laterallere aynı anda su verilmiş olur. Ana boru hatlarında olduğu gibi, manifold boru hatları da genellikle gömülüdür ve sert PVC borulardan oluşturulur. Küçük sistemlerde manifold boru hatları bazen toprak yüzeyine serilir ve bu durumda PE borular kullanılır. Manifold boru hatları, tesviye eğrilerine paralel (eğimsiz) yada bayır aşağı eğimde döşenmelidir. Bayır yukarı eğimde döşemekten kesinlikle kaçınılmalıdır. Bu hatlar, ana boru hattına dik olabileceği gibi paralel de olabilir.
Lateral Boru Hatları : Üzerine damlatıcıların yerleştirildiği borulardan oluşur. Toprak yüzeyine serilir ve bu amaçla yumuşak PE borular kullanılır. Genellikle her bitki sırasına bir lateral döşenir. Bazen, her bitki sırasına iki lateral ya da iki bitki sırasına bir lateral yerleştirilebilmektedir. Lateral boru hatları da, manifold boru hatlarında olduğu gibi, tesviye eğrilerine paralel (eğimsiz) ya da bayır aşağı eğimli döşenmelidir ve bayır yukarı döşemekten kaçınılmalıdır.
Damlatıcılar : Sistemin en önemli ve en dikkatle seçilmesi gereken elemanlarıdır. Lateral borulardaki basınçlı su damlatıcıya geçtikten sonra, damlatıcı içerisindeki akış yolu boyunca ilerlerken, suyun enerjisi sürtünme ile önemli ölçüde kırılır. Bunun sonucunda, su damlatıcıdan damlalar biçiminde çok küçük debi ile çıkar ve toprağa infiltre olur. Damlatıcılar genellikle lateral üzerine geçik (on-line) ve laterale boylamasına geçik (in-line) olmak üzere iki tipte yapılmaktadır. Lateral üzerine geçik damlatıcılarda, damlatıcı girişi lateral boyu içinde ve gövde borunun dışındadır. Bu tip damlatıcılar orifis girişli ve genellikle kısa akış yolludur. Suyun enerjisi, girişteki orifis ve akış yolu boyunca kırılır. Laterale boyuna geçik damlatıcılarda ya laterel boru damlatıcının iki ucuna bağlanmakta ya da damlatıcılar lateral boru içerisine sabit aralıklarla ve boylamasına yerleştirilmektedir. Akış yolu genellikle uzundur. Su lateral boru çeperinden damlatıcıya girmekte, uzun akış yolu boyunca enerjisi kırılmakta ve lateral boru dışından çıkmaktadır.
Basınçlı sulama yöntemleriyle (Yağmurlama, damla sulama, Bublers sulama) büyük oranda su tasarrufu sağlanır. Bu suyla da daha fazla alan sulanır. Buda daha fazla bireye hizmet götürülmesi yönüyle sosyal adaletin sağlanması, üretim artışı ve milli gelir artışı demektir.
BORU ÇAPLARININ HESAPLANMASI
SPRİNKLER BORU VE LATERAL HAT ÇAPLARI NASIL HESAPLANIR
Her şeyden önce bilinmesi gereken, boru çaplarının hesaplanmasında prensip, hesabın sondan başa doğru yapıldığıdır. Yani ölçüsü belirlenecek ilk boru, hattın en sonundaki sprinki besleyen borudur. Bu borunun ölçüsü belirlendikten sonra hattın en sonundaki iki sprinki besleyen borunun çapı belirlenir ve bu işlem hattaki tüm sprinkleri besleyen boruya kadar, yani en başa kadar devam eder.
Hattın toplam sprink debisi hesaplanır, J=1,5 -2 m/sn hız baz alınarak aşağıdaki tablo 10′ dan boru çapı tespit edilir
Boru imalatçıları boru çapına bağlı debi değişimini pratik olarak hesaplatan, içinde borudaki su hızı ve yük kaybı parametrelerini de içeren tablolar hazırlamışlardır. Burada dikkat edilmesi gereken husus boru cinsi ve basınç sınıfına göre tabloların değişiklik göstermesidir (değişik materyallerden ve farklı basınç sınıfında imal edilen boruların iç, dış çap ve sürtünme kayıpları farklıdır). Projeyi hazırlayan kişinin kullanacağı borunun cinsi ve basınç sınıfına göre hazırlanan tabloyu kullanırken gerekli dikkatli göstermelidir.
Örnek:
4 adet 3,5 bar basınçta 2,5 nozullu K-RAIN SUPERPRO Rotorun kullanılması gereken lateral boru çapı nedir?
K-RAIN SuperPro sprink performans tablosundan 2,5 nozul 3,5 bar basınçta bir adet rotor debisi 0.73 m3/h bulunur. 4 adet rotor debisi: 4 x 0,73 m3/h = 2,92 m3/h bulunur2,92m3/h = 2,92 m3/h x 1000 (m3-lt dönüşüm) / 3600 (saat–sn dönüşüm) = 0,81 lt/sn
Boru kayıp cetvelinden Q=0,8 lt/sn V=1,5-2 m/sn aralığında Boru dış çap (D) = 32 (YPE) olarak tespit edilir.
Pratik olarak boru dan geçen debi, borunun’nun inç olarak değerinin birbiriyle çarpımıdır. (bu değerin formülsel bir anlamı yoktur , yaklaşık değerdir )
ÖRNEK :
1″ den gecen debi 1 x 1 = 1 lt/sn
2″ den gecen debi 2 x 2 = 4 lt/sn
3″ den geçen debi 3 x 3 = 9 lt/sn
4″ den geçen debi 4 x 4 = 16 lt/sn
5″ den geçen debi 5 x 5 = 25 lt/sn vs.
BORU ÇAPLARININ BELİRLENMESİ
Aşağıdaki resimde ana şebekeden gelen borunun kalınlığı fıskiyelerin sayısıyla orantılıdır.Boru çapı kalınlaştıkça fıskıye sayısı artar ancak gelen ana şebeke çapına kadar arttırılabilir.


TOPRAK SUYU
Toprakta bulunan su, bitkilerin yetişmesi, toprak içindeki biyolojik faaliyetlerin devamı, çeşitli ayrışma ve özellikle iyon alışverişinin sağlanmas
ı bakımından son derece önemlidir.
Toprakta suyun tutulması Adhesion ve Kohezyon yoluyla olmaktadır. Adhesion katı toprak parçacık yüzeylerinin suyu çekme kuvvetidir. Su, toprak parçacıklarının iç ve dış yüzeylerinde bulunan elektriksel alandaki elektrostatik kuvvetlerle tutulmaktadır. Birkaç su molekülünden ibaret olan tabakalar, kuvvetli Adhesiv kuvvetler sayesinde toprak parçacıklarını kuvvetli olarak sarmaktadır. Bu suya adhesion suyu denilmektedir. Adhesion suyu çok küçük ölçüde hareket etmekte,bitkilere
faydalı olamamaktadır.
Kohezyon olayı su moleküllerinin birbirini çekmesidir. Toprak dahilinde su moleküllerinin birbirini çekmesi ile tutulan suya kohezyon suyu denilmektedir. Kohezyon suyunda su molekülleri daha fazla hareket etmekte dolayısıyla da bu suyun yaklaşık 2/3’ ü
bitkiler tarafından kullanılır.
Toprakta bulunan su miktarları toprağın içindeki tutulma durumlarına, tutulma miktarlarına ve toprak içindeki hareketlerine göre değerlendirilmiş ve buna toprak nem sabitleri denilmiştir. Toprak nem sabitleri olarak adlandırılan bu nem düzeyler şunlardır:
1- Saturasyon (Doyma noktası),
2- Tarla Kapasitesi,
3- Devamlı Solma Noktası,
4- Higroskopik su.
1- Saturasyon Noktası : Bir toprağın gözeneklerinin tamamen su ile dolu olduğu anda toprakta bulunan nem yüzdesidir. Doygunluk halinde toprak suyu sıfır tansiyondadır. Yani suyun toprak yüzeyine bağlanma enerjisi sıfırdır. Toprağın tam doygun hale getirilmesi çok güçtür. Çünkü toprakta herzaman bir miktar hapsedilmiş hava kalmaktadır.
2- Tarla Kapasitesi : Toprağın yerçekimi kuvvetine karşı bünyesinde tutabildiği maksimum suya tarla kapasitesi denir. Bir başka anlatımla yağış veya sulamadan sonra sızan suyun tamamen çekilip, aşağıya doğru su hareketinin pratik olarak durduğu anda toprakta tutulan nem yüzdesidir. Tarla kapasitesi toprak suyunun bitkiye yarayışlılığının üst sınırını teşkil eder. Tarla kapasitesinde sular büyük boşluklarda değil kapillar boşluklar dediğimiz küçük boşluklarda tutulur. Daha teknik bir tabirle serbest drenaj koşullarında kapillar ve yer çekimi kuvvetleri arasında bitki kök bölgesinde tutulan sudur.
3- Devamlı Solma Noktası : bitkilerin topraktan su almalarında iki kuvvet karşı karşıyadır. Bunlardan birincisi toprağın suyu çekme kuvveti, ikincisi bitki köklerinin emme veya ozmatik kuvvetidir. Eğer toprağın suyu çekme kuvveti bitki köklerini emme kuvvetinden fazla olursa toprakta su bulunsa bile bitkiler bu sudan yararlanamayarak solmaya başlar. Solmanın meydana geldiği anda sulama yapılırsa bitkiler solmadan kurtulabilir. Ancak, sulama yapılmaz ise solma daha da ilerler. Bu durumda sulama yapılsa bile bitkiler eski hallerine dönemezler. İşte bu devamlı solmanın görüldüğü anda toprakta tutulan nem miktarı o toprak için solma noktasını ifade eder. Toprakların özelliklerine göre devamlı solma noktaları bazı tarla yöntemleri kullanılarak tayin edildiği gibi laboratuvar şartlarında da tespit edilebilir.
4- Higroskopik Su : higroskopik su, genel olarak kuru bir toprağın nispi nemi % 98 olan havadan absorbe ettiği nem miktarı olarak tanımlanır. Higroskopik su esas olarak toprak danelerinin yüzeylerinde ince bir tabaka şeklinde tutulan suyu ifade eder. Bitki yetiştiriciliği açısından bir önemi yoktur.
Toprak Suyunun Bitkiye Yarayışlılık Bakımından Sınıflandırılması :
Bitkiler toprakta bulunan her çeşit sudan yararlanamazlar. Bu açıdan incelendiğinde üç tip toprak suyu tefrik edilebilir.
1- Yarayişsiz su,
2- Yarayışlı su,
3- Fazla su.
Şekilde de görülüceği üzere solma noktasının altındaki su yarayışsız su olmaktadır. Bu suyu higroskopik su ve kapillar suyun daha kuvvetli tutulan kısmı oluşturur.
Devamlı solma noktası ile tarla kapasitesi arasındaki su yarayışlı su olmaktadır. Bitkiler bu sudan yararlanmaktadır. Bitkiler tarla kapasitesinin üzerindeki sudan da yararlanabilirler ancak, bu fazla su drenaj şartlarında süratle derinlere sızarak uzaklaşmaktadır. Bir toprağın yarayışlı su miktarı o toprağın yarayışlı nem kapasitesi olarak adlandırılır. Toprak suyunun bu tipleri toprak çeşidine bağlı olarak değişiklik gösterir.
Yüzey sulama yöntemlerinde sulama suyu toprağa, toprak yüzeyi üzerinden akıtılarak verilir. Sulama suyu bitkilerin tamamının kök bölgesine eşit ve kayıpsız olarak aynı zamanda toprak aşınımını (erozyon) neden olmadan verilebilmelidir. Buda ancak toprak yüzeyinin belli bir eğim derecesinde, düzgün bir yüzeye sahip olmasına bağlıdır. Böyle bir yüzeyin sağlanması da ancak arazinin tesviye edilmesiyle sağlanabilir.
Toprak yüzeyi düzgün olmayan arazilerde su çukur noktalarda fazla, yüksek noktalarda daha az birikir. Yüksek noktalar bazen hiç su almazlar. Eğimi fazla olan araziler ise sulama ile toprak kaybına (erozyona) uğrarlar. Her iki durumda verim azalmasına neden olur. Drenajı olmayan alanlarda çukur noktalarda fazla suyun toplanması sonucunda arazide taban suyu yükselmesi ve dolayısıyla tuzluluk sorunu ortaya çıkar.
Bütün bu sorunlara yol açmamak için tarım arazilerinin yüzeyinin düzgün ve uygun bir eğimle sulamaya uygun hale getirilmesi yani tesviye edilmesi gerekir.
K-Rain SuperPro ile 8 Üstün Özellik Bir Arada!

Rotorlar'da üstten ayarlama, tornavida ile açı ayarı gibi bir çok özelliğin mucidi olan K-RAIN geliştirdiği bu ürünle otomatik sulama sektöründe bir devrim yarattı . SUPERPRO sekiz özelliği bir arada kullanıcılara sunuyor . Geniş çim alanların otomatik sulanması için geliştirilen SuperPro özellikle belediye refüj ve park bahçe sulamalarında yetkililere rahat bir soluk aldıracak niteliklere sahiptir.

K-Rain SuperPro
İŞTE K-RAIN SUPERPRO’ NUN RAKİPSİZ ÖZELLİKLERİ:
1 – ÇEVİRME İLE KIRILMAYAN BAŞLIK
Özellikle meraklı insanlarımız için geliştirilen bu özellik sayesinde, rotor kafası, rotor çalışırken dahi sağa veya sola sorunsuzca döndürülebilir ve bu hareket rotorda herhangi bir arızaya sebep olmaz.

2 – AÇI HAFIZASI
Meraklı insanlar için ikinci önlem! Rotor kafası dışarıdan bir etki ile döndürülse bile açı ayarı asla bozulmaz. Rotorunuz daha önceden ayarlanan açısına daima geri döner.
Su Kesme Özelliği ile sprink' i kolayca kapatabilirsiniz
3 – SU KESME ÖZELLİĞİ
Özel patentli su kesme özelliği ile SuperPro’ yu istediğiniz anda kolayca kapatabilirsiniz. Bu özellik sayesinde özellikle tamirat sırasında diğer sprinkler çalışırken seçtiğiniz bölümü çalıştırmayabilir , açı ayarlarını ve nozul değiştirmeleri ıslanmadan yapabilirsiniz
4 – PATENTLİ AÇI AYAR MEKANİZMASI
SuperPro açı ayar mekanizması ile sadece düz uçlu bir tornavida ile açıyı üstten görerek ayarlayabilirsiniz. Bu özellik montaj elemanına büyük rahatlık sağlayacak, tekrar tekrar ayar yapmayı önleyerek montaj süresini azaltacaktır.
5 – GERİ DÖNÜŞSÜZ TAM TUR ÖZELLİĞİ
Aynı rotoru açı ayarlı yada geri dönüşsüz tam tur ayarlamak mümkündür. Bu özellik sayesinde hem arkada sulanmayan hiçbir bölge kalmaz hem de ayrıca tam tur rotor stoklamak durumunda kalmazsınız.

Elle Çevrilebilen riser sayesinde sol durma noktasını kolayca ayarlayabilme
6 – SOL DURMA NOKTASI AYARI
Hareketli yükselen bölüm, özel mekanizması sayesinde elle döndürülebilir. Bu özellik rotora eşsiz kolay ayarlama özelliği katar
7 – ÇEKVALF
Her kutu içinde standart 5 adet çekvalf bulunur. Bu sayede eğimli alanlardaki sızıntıları kolayca önleyebilirsiniz.
8 – 12,7 CM POP-UP YÜKSEKLİĞİ
Rakip ürünlere göre daha fazla yükselen riser özellikle belediyelerde kesimi gecikmiş çimlerde görülen nozuldan çıkan su huzmesinin uzayan çime çarparak düzensiz sulama problemini ortadan kaldırır
Bütün bu özellikler 60’dan fazla rotor patentine sahip K-Rain’in yeni SuperPro ile liderliğini pekiştiriyor.
K-Rain SuperPro ile 8 Üstün Özellik Bir Arada!

Rotorlar'da üstten ayarlama, tornavida ile açı ayarı gibi bir çok özelliğin mucidi olan K-RAIN geliştirdiği bu ürünle otomatik sulama sektöründe bir devrim yarattı . SUPERPRO sekiz özelliği bir arada kullanıcılara sunuyor . Geniş çim alanların otomatik sulanması için geliştirilen SuperPro özellikle belediye refüj ve park bahçe sulamalarında yetkililere rahat bir soluk aldıracak niteliklere sahiptir.

K-Rain SuperPro
İŞTE K-RAIN SUPERPRO’ NUN RAKİPSİZ ÖZELLİKLERİ:
1 – ÇEVİRME İLE KIRILMAYAN BAŞLIK
Özellikle meraklı insanlarımız için geliştirilen bu özellik sayesinde, rotor kafası, rotor çalışırken dahi sağa veya sola sorunsuzca döndürülebilir ve bu hareket rotorda herhangi bir arızaya sebep olmaz.

2 – AÇI HAFIZASI
Meraklı insanlar için ikinci önlem! Rotor kafası dışarıdan bir etki ile döndürülse bile açı ayarı asla bozulmaz. Rotorunuz daha önceden ayarlanan açısına daima geri döner.
Su Kesme Özelliği ile sprink' i kolayca kapatabilirsiniz
3 – SU KESME ÖZELLİĞİ
Özel patentli su kesme özelliği ile SuperPro’ yu istediğiniz anda kolayca kapatabilirsiniz. Bu özellik sayesinde özellikle tamirat sırasında diğer sprinkler çalışırken seçtiğiniz bölümü çalıştırmayabilir , açı ayarlarını ve nozul değiştirmeleri ıslanmadan yapabilirsiniz
4 – PATENTLİ AÇI AYAR MEKANİZMASI
SuperPro açı ayar mekanizması ile sadece düz uçlu bir tornavida ile açıyı üstten görerek ayarlayabilirsiniz. Bu özellik montaj elemanına büyük rahatlık sağlayacak, tekrar tekrar ayar yapmayı önleyerek montaj süresini azaltacaktır.
5 – GERİ DÖNÜŞSÜZ TAM TUR ÖZELLİĞİ
Aynı rotoru açı ayarlı yada geri dönüşsüz tam tur ayarlamak mümkündür. Bu özellik sayesinde hem arkada sulanmayan hiçbir bölge kalmaz hem de ayrıca tam tur rotor stoklamak durumunda kalmazsınız.

Elle Çevrilebilen riser sayesinde sol durma noktasını kolayca ayarlayabilme
6 – SOL DURMA NOKTASI AYARI
Hareketli yükselen bölüm, özel mekanizması sayesinde elle döndürülebilir. Bu özellik rotora eşsiz kolay ayarlama özelliği katar
7 – ÇEKVALF
Her kutu içinde standart 5 adet çekvalf bulunur. Bu sayede eğimli alanlardaki sızıntıları kolayca önleyebilirsiniz.
8 – 12,7 CM POP-UP YÜKSEKLİĞİ
Rakip ürünlere göre daha fazla yükselen riser özellikle belediyelerde kesimi gecikmiş çimlerde görülen nozuldan çıkan su huzmesinin uzayan çime çarparak düzensiz sulama problemini ortadan kaldırır
Bütün bu özellikler 60’dan fazla rotor patentine sahip K-Rain’in yeni SuperPro ile liderliğini pekiştiriyor.
BİTKİNİN SU İHTİYACI ve P.E.T. TABLOSU
Bitkinin su ihtiyacını belirleyen en temel etken yerel iklimdir. Bitkinin su ihtiyacı, topraktan ve toprak yüzeyinden buharlaşarak (evaporasyon) kaybedilen suyu ve bitki tarafından terleme (transpirasyon) yoluyla gerçekte kullanılan suyun toplamını içerir. Bu kombinasyona EVAPOTRANSPİRASYON ya da kısaca E.T. denir. Belirli bir iklimde bitkiler için gerekli maksimum su miktarını ise P.E.T şeklinde ifade ederiz. Hava ne kadar sıcaksa, oluşacak su kaybının o kadar fazla olacağını düşünebiliriz.
Diğer bir önemli faktör de havadaki su buharı oranıdır. “Bitkiye ne kadar su verilmeli?” ve “Sistem ne sıklıkla ve ne kadar süreyle çalıştırılmalı?” sorularının yanıtlanabilmesi için sulanacak alanın hangi iklim şartlarına sahip olduğunu bilmemiz şarttır. Pratik olarak dünya iklimleri basit sınıflara ayrılarak aşağıdaki tablo oluşturulmuştur.
Not : Peyzaj alanlarda en yoğun bitki çimdir ve bütün hesaplar çim bitkisi üzerine kuruludur.Aşağıdaki bütün tablo ve hesapların çim bitkisi için geçerlidi
P.E.T. Tablosu
İklim
mm/Güm
Soğuk Nemli
2.54 – 3.81
Soğuk Kuru
3.81 – 5.08
Ilık Nemli
3.81 – 5.08
Ilık Kuru
5.08 – 6.35
Sıcak Nemli
5.08 – 7.62
Sıcak Kuru
7.62 – 11.43
Bitkinin su ihtiyacını ve hangi sıklıkla ne zaman sulanacağını belirleyen sadece iklim değil başka faktörler de vardır. Rüzgar, toprak tipi ve su tutma oranı bunlardan bir kısmıdır.
HAT ÇALIŞMA SÜRESİ HESABI
Yöntem, sahanın haftalık su ihtiyacını karşılamak üzere her hattın günlük çalışma süresini dakika cinsinden belirlemektir.Eğer sulama yapmak için kısıtlı bir zaman varsa, kullanılan sprink tipleri, hatların oluşturulması ve aynı anda çalışan istasyon sayısı son derece kritik etkenlerdir.
Formül şöyledir:To = I x 60 / PR x DA . To = Hattın günlük çalışma süresi, dakika olarak I = Sistemin haftalık su ihtiyacı, en kötü şartlarda, milimetre olarak (P.E.T. TABLOSUNDAN) PR = Sprink yağmurlama hızı (mm/h) DA = Sulama yapılacak gün sayısı, bir hafta içerisinde 60 = Saat/dakika çeviri faktörü
ÖNEMLİ NOT : Sulama süresini kısaltmak yada uzatmak sprinkleri değiştirerek dolayısıyla debi ve buna bağlı olarak siprink yağmurlama hızını değiştirmekle mümkündür. Ancak bir projeci debiyi ve dolayısıyla siprink yağmurlama hızını arttırmadan önce toprağın su alma hızının bu miktar için yeterli düzeyde olup olmadığını kontrol etmelidir.
SİSTEMİN GÜNLÜK SULAMA SÜRESİ HESABI
Sprey, rotor ve mikro sprinklerin yağmurlama hızları farklı olduğundan vana sulama süreleri de farklıdır. Dolayısı ile her cins vana sulama süreleri ayrı ayrı hesaplanır ve toplanır. Damlama hatları uzun süreli çalışacağından ayrı hesaplanır ve yağmurlama süresine eklenir.
Sistemin günlük Toplam (S x h1) + Toplam(R x h2) + Toplam (Z x h3) çalışma süresi = ------------------------------------------------------ + D hesabı Eş zamanlı çalışacak vana adedi . S = sprey hat vanası h1 = sprey hat çalışma süresi R = 3/4" Rotor hat vanası h2 = 3/4" Rotor hat çalışma süresi Z = 1" Rotor vanası h3 = 1" Rotor hat çalışma süresi D = Damlama vana süresi
ANA HAT BORU ÇAPI HESAPLANMASI
1- SİSTEM ŞEBEKEDEN BESLENİYOR İSE
Sistemde belediye su şebeke hattı sulama suyu olarak kullanılacaksa ana hat borusu mevcut şebeke boru çapı ile aynı, veya aynı anda çalışacak vanaların toplam debisini kaldıracak, şebeke hattından daha küçük çapta olabilir.
2- SİSTEMDE DEPO VE DEPOYA BAĞLI POMPA / HİDROFOR KULLANILIYOR İSE
Yukarıda anlatılan hat çalışma süreleri toplanarak, projenin toplam sulama süresi tespit edilir. Sürenin operasyonel olarak mümkün olup olmadığı kontrol edilir. Bulunan süre operasyonel olarak gerçekleşemeyecek uzunlukta ve su kaynağı yeterli ise, aynı anda birden fazla alan (İSTASYON) birlikte sulanmalıdır.Bu halde ana hat debisi aynı anda çalışan vana debisi toplamı kadardır.
Sistem debisi bir yada daha fazla vanayı kaldıracak büyüklükte değil, ama debisi daha yüksek, dolayısı ile yağmurlama hızı daha yüksek sprinklerin kullanımına olanak veriyorsa, sprink değişimi düşünülebilir.Bu değişim, toprak geçirgenliğinin de müsaade etmesi durumunda, sistem sulama süresini kısaltacağından önemlidir.
Debisi tespit edilen ana hat ,malzeme cinsi ve istenilen basınç aralığındaki üretici boru kayıp cetvelinden V=1,5-2 m/sn su huzmesi hız aralığında boru çapına ulaşılır.
Projenin uygun olması halinde debi değerini ikiye bölerek ana hattı küçültüp ring, yada ana hatta ortadan giriş yaparak, ana boru çapını düşürebilir,sistemi basınç olarak dengeleyebiliriz. Bu durumda boru çapı küçüldüğünden ana hat fiyatını da ucuzlatmış oluruz
Projenin uygun olması halinde debi değerini ikiye bölerek ana hattı küçültüp ring, yada ana hatta ortadan giriş yaparak, ana boru çapını düşürebilir,sistemi basınç olarak dengeleyebiliriz. Bu durumda boru çapı küçüldüğünden ana hat fiyatını da ucuzlatmış oluruz
Burada önemle dikkat edilmesi gereken husus, ring yada ortadan ikiye bölünmüş ana hatlarda sistem debisinin ana hattı ikiye ayıran noktaya kadar değişmediği ve sistem debisini karşılayacak çapta olduğudur.
SULAMA SÜRESİ VE ANA HAT OLUŞTURMA ve ÇAP HESABI
1-BİR HATTIN SULAMA SÜRESİ HESABII x 60 6mm/h x 7gün x 60 To = ----------- = ------------------------- = 7,34 dak ~ 8 dak PR x DA 49 mm /h x 7 gün
2-TOPLAM PROJENİN SULAMA SÜRESİ HESABI :Projedeki Vana Sayısı T.Sulama Süresi = ----------------------------------- x Hat Sulama Süresi Eş Zamanlı Çalışan Vana Sayısı
6 T.SULAMA SÜRESİ = ------- x 8 = 48 dakika 1
Not : 2 adet damlama hattı operasyonel sürenin dışında tutulmuştur.
Bu değer operasyonel süre için normaldir.
3-ANA HAT ÇAP HESABI
1- Eş zamanlı çalışacak vana sayısı tespiti:
Sulama süresi operasyon için normal olduğundan aynı anda 1 vana çalışabilir (süre uzun olsaydı aynı anda 2 veya daha fazla vanayı birlikte çalıştırıp süreyi kısaltacaktık)
2- Ana hat debisi :
Ana hat debisi projemizde kullanılan en büyük vananın debisine eşit yada büyük olabilir.
Projede en büyük vana debisi 6.BÖLGE deki vana idi, debisini = 9,13 m3/h olarak bulmuştuk.
Ana hat debisi = En büyük vana debisi =9,13 = 10.m3/h olarak seçildi
3- Ana hat çapı :
Hat debisi 10 m3/h = 10x 1000/3600 =2,77 lt/sn
Boru kayıp cetvelinden (tablo 12 ), ve hız V=1,23 m/sn de Ana hat Boru Çapı = 63 mm olarak bulunur.
DAMLAMA HATLARI
Projemizde çalı ve çiçekli bitkiler gurupları damlama ile sulanması planlanmıştı.
Bitki projesi üzerinde çalı ve çiçekli bitkilerin su ihtiyacı ve dikim aralıkları göz önüne alınarak üretici kataloğundan damlama borusu seçelim.Projemiz için 16 mm çaplı 20 cm damlatıcı aralığı olan ve 2 lt/h debili içten emitörlü damlama borusunu uygun olacaktır.
Her damlama borusu kümesinin küme debisini aşağıdaki formüle göre hesaplayalım . Küme debisi = Boru Boyu (mt) / Damlatıcı Aralığı (mt) x Damlatıcı Debisi (m3/h)
Şimdi ,kümeleri gruplandırarak bölgeler oluşturalım,ve bölge debilerini hesaplayalım
1. BÖLGE 440 mt
2. BÖLGE 380 mt ölçüldü.
Aslında projemizde çalı ve mevsimlik gurupları iki ayrı gurup olarak değerlendirmek ve ayrı ayrı sulamak en doğru seçenek olmasına karşın, kullanılan bitkilerin su ihtiyaçları birbirine yakın olması sebebiyle bölgelere ayırma , konum itibariyle yapılmıştır.1.BÖLGE DEBİSİ = 440 mt / 0,20 mt x 2 lt/h = 4400 lt/h=4,4 m3/h 2.BÖLGE DEBİSİ = 380 mt x 0,20 mt x 2 lt/h = 3800 lt/h=3,8 m3/h
Debisi belirlenen hattın boru çapı boru kayıp cetvelinden daha önce öğrendiğimiz gibi hesaplanır.Q= 4,4 m3/h =1,22 lt/sn boru çapı 32 bulunur. Q= 3,8m3/h =1,05 lt/sn boru çapı 32 bulunur
Debiye göre vana çapı 1″ olarak bulunur, ve proje üzerine işlenir.
Damla Sulama Sisteminin Üniteleri
Damla sulama yönteminin uygulanmasını sağlayan alet ve ekipmandan oluşan sisteme damla sulama sistemi denir. Damla sulama sisteminin elemanları üç ana gruba ayrılır: Basınç ve Denetim Birimi Su kaynağı Pompa
Gübre tankı Hidro-Siklon Filtre Debi – basınç ölçme ve düzenleme elemanları
Su İletim ve Dağıtım Elemanları (borular) : Ana boru hattı Yan boru hattı (Manifold)
Damlatıcı borular (Lateral borular)
Damlatıcılar Basınç ve Denetim Birimi Sistemin çalışması için gerekli olan basıncı sağlamaktadır. Basınç ve debiyi kontrol altında tutarak, gerektiğinde sisteme gübre ve diğer kimyasalların verilmesini, sistemdeki tıkanmaları önlemek için suyun süzülmesini de temin etmektedir.
Su Kaynağı: Sulama yapılabilmesi için su potansiyelinin yüksek olduğu bir yerden alınması gerekmektedir. Bu havuz, yeraltından santrifüj pompayla çekilen su veya akarsu, göl gibi kaynaklardan alınan su olabilir. Damla sulama yönteminde her türlü su kaynağından yararlanılabilmektedir. Ancak suyun fazla miktarda kum, sediment ve yüzücü cisim içermemesi gerekir.
Pompa: Su kaynağı sulanacak araziden yeteri kadar yüksekte (15–20 m) değilse, sistemin çalışması için pompa kullanılmalıdır. Damla sulama sistemleri düşük basınçla (0,5–2,0 atm) çalıştığından genellikle santrifüj pompalar kullanılır ve motor gücü ihtiyacı da düşüktür. Santrifüj pompalar, sistemin çalışması için gerekli olan en az 1,0 atm basıncı sağlamaktadırlar. Örneğin; 80 dekar bir meyve bahçesinin sulanmasında kullanılacak pompada 2,5–3 kw’lık bir elektrik yeterlidir.
Gübre Tankı: Gübre tankı, kimyasal gübrelerin eriyik halinde sisteme verilmesini sağlar. Damla sulama sisteminde süzgeçten önce kullanılmaktadır. Gübre verileceğinde sistemdeki suyun bir kısmı (1/3 – 1/4’ü) 25–100 litre hacmindeki bu tanktan geçirilerek gübre sulama suyuna karıştırılır. Ayrıca damla sulama sistemlerinde bitki besin maddeleri sulama suyuna karıştırılarak uygulanmaktadır. Bu amaçla sıvı gübre kullanılır. Gübre tankı ana boruya üzerinde vanalar bulunan hortumlarla iki noktadan bağlanır. Biri gübre tankına su girişi, diğeri ise su çıkışı için gereklidir. Gübre uygulanacağı zaman ana boru üzerindeki vana kısmen kapatılır, gübre tankı giriş ve çıkış vanaları açılır. Böylece ana borudaki suyun bir kısmının gübre tankına iletilmesi sağlanır. Burada sıvı, gübre ile karışarak tekrar ana boruya döner.
Hidro-Siklon: Kum içeriği yüksek olan sulama sularında kullanılmaktadır. Suyun içindeki kumu tutarak damlatıcıların tıkanma riskini azaltmaktadır.
Filtre: Damla sulama sisteminin olmazsa olmaz unsurunu oluşturmaktadır. Damlatıcıların tıkanmasını önlemek için, sulama suyu iletim elemanlarına verilmeden önce filtreden geçirilerek, su içerisinde bulunan kum, silt, alg ve eritilen gübrede bulunan katı parçacıkların tutulması sağlanır. Eğer su içerisinde kum, silt gibi büyük çaplı askı ve sürüntü maddeleri varsa, iki ayrı filtre kullanılır. Birincisi pompa çıkışındadır ve kaba materyalin tutulmasına yarar, kum-çakıl doldurulmuş silindir şeklindedir, kum filtresi de denir. İkincisi gübre tankı çıkışındadır ve kimyasal bileşikler, algler ve çok ince materyalin süzülmesini sağlar; genellikle 100–250 meşlik elek filtrelerden oluşur. Gübreden gelebilecek parçacıkları tutmak için gübre tankı çıkışında yer alır. Her sulamadan sonra elek filtreler sökülür ve yıkanarak temizlenir. Sulama suyu temiz ve kaba materyal içermiyorsa birinci filtreye de gerek kalmayabilir.
Debi – Basınç Ölçme ve Düzenleme Elemanları: Sisteme verilen sulama suyu debisinin bilinmesi ve sistem basıncının kontrol altında tutulması için denetim biriminin uygun ve gerekli noktalarına debi ölçer (sayaç) ve basınç ölçerler (manometre) ile debi ve basınç düzenleyiciler (regülatör) yerleştirilir. Basınç düzenleyiciler, gerektiğinde iletim ve dağıtım elemanlarının başlangıç noktalarına da yerleştirilir. Pompa ve denetim biriminden alınan sulama suyunu, bitkinin etkili kök bölgesi yakınında bulunan damlatıcılara taşıyan elemanlardır.
Su İletim ve Dağıtım Elemanları (Borular): Ana Boru Hattı: Ana borular, kaynaktan gelerek denetim biriminden geçen suyu yan boru (manifold) hattına iletir. Genellikle sert PVC veya esnek PE’den üretilen borular kullanılır. Ana boru hattı, sabit sistemlerde genellikle toprak altına gömülür.
Yan Boru Hattı (Manifold): Ana borudan alınan suyu damlatıcı borularına aktarır. Çaplarının dışındaki özellikleri ana boru hattına benzer. Çapları genel olarak 25–100 mm arasındadır. Ana boru hattında olduğu gibi, koşullara göre gerektiğinde toprak altına gömülürler. Bazen de, yan boru hattı bazı sistemlerde toprak yüzeyi üzerinden gider. Bu durumda yumuşak polietilen boru kullanılır. Sulama alanının küçük olduğu düşük kapasiteli sistemlerde, ana boru hattına gerek kalmadan su doğrudan yan boru hattına verilebilir. Yan boru hatlarının çapları 32mm’den 110mm’ye kadar olan borular kullanılmaktadır. Bu durumda da sert boru (PVC veya galvaniz) kullanılır.
Damlatıcı Borular (Lateral Borular): Yan boru hattından alınan suyu arazide dağıtarak damlatıcılara veren boruların oluşturduğu boru hatlarıdır. Bunlara su dağıtım boruları veya lateral borular da denir. Damlatıcılar bunların üzerine veya içerisine belirli aralıklarla (20 cm, 25,33,40,50 vb.) yerleştirilmiştir, bu nedenle damlatıcı hattı denir. Esnek özellikte polietilen (PE) borular veya yumuşak PVC borular kullanılır. Çapları 12–30 mm arasındadır. Uzunluklarının 100m’yi geçmemesi tavsiye edilir; sistemin basınç, debi ve damlatıcı aralığına göre 300m’ye kadar çıkarılabilir. Lateralların toprak yüzeyinden gidenleri toprak altından gidenlerine göre daha çok kullanılmaktadır.
Damlatıcılar Sulama suyunu basınçsız veya sıfıra yakın basınç ve çok düşük debi ile toprağa ulaştıran elemanlardır. Damlatıcı borularının (lateral) bir parçası konumundadırlar. Hem basıncı, hem de debiyi düşüren özelliğe sahiptirler; bu nedenle çapları genellikle 0,2–2 mm arasındadır. Damlatıcılarda basıncın düşürülmesinde iki farklı prensipten yararlanılır: Birisi orifis ile basınç düşürme, diğeri ise sürtünme kayıpları ile basınç düşürmedir. Sürtünme ile basınç düşürmek için su, ya uzun yollu kılcal borulardan veya zig zaglı (dolambaçlı) akış ortamından geçirilir. Damlatıcılar, borudaki konumuna, yani damlatıcının boruya yerleştirilişine göre iki çeşittir: Boru üstü (hat üstü, online) damlatıcılar ve boru içi (hat içi, inline) damlatıcılardır. Boru üstü damlatıcılar, genellikle orifisli yapılırlar ve damlatıcı borusundan ayrı üretilip, sonradan özel bir aletle istenilen aralıklarda boruya yerleştirilirler; arızalanması durumunda değiştirilebilirler, ayrıca damla çıkışı birden fazla (çok çıkışlı) yapılıp çıkışlara hortum bağlanarak damlama noktaları lateraldan uzağa taşınabilir. Boru içi damlatıcılar ise yaygın olarak zig zaglı (dolambaçlı) veya uzun yollu kılcal borulu olarak damlatıcı borusu ile birlikte üretilirler.
a. Arazinin Durumu:
Damla sulama sistemi planlanmadan önce arazinin boyutları, eğimi, toprak yapısı gibi hususlar bilinmelidir. Arazi boyutları uygun ana boru ve damlatıcıların yerleştirilmesinde çok önemli bir kriterdir. Arazi eğilimine gelince, damla sulama sistemleri her ne kadar kapalı bir sistem olup basınçla çalışsalar da belirli eğimin üzerindeki arazilerde bazı önlemler alınmadan uygulanamazlar. Örneğin; eğim %10’un üzerinde ise arazinin üst kotu ile alt kotu arasında 1 atm’lik bir basınç farkı oluşur.%20 ise bu 2 atm.’e çıkar ve eğer arazi tek ana boru ile sulanıyorsa üst kısımda basınç 1 atm iken alt kısımda 3 atm olacağından buralardaki damlatıcılarda su damlama yerine basınçla fışkıracak ve damlama sistemi özelliğini kaybedecektir. Damlama sistemlerindeki basıncın 0,5–1,5 atm arasında olması gerektiği düşünüldüğünde tek ana boru ile %10’dan fazla eğimli arazilerde sistem kurulmamalıdır. Bu sorun ya yüksek basınç altında çalışan özel damlatma boruları aracı ile ya da basınç azaltıcı vanalar kullanmak sureti ile çözülebilir. Öte yandan eğimli arazilerde damlatma boruları kesinlikle eğime dik olarak yani eş yükselti eğrilerine paralel olarak yerleştirilmelidir. Böylece ilk damlatma başlığı ile son damlatma başlığı arasında basınçtan kaynaklanan debi farkı önlenmiş olur. Sistemin yapılacağı arazinin toprak yapısının bilinmesi de çok önemlidir. Çünkü birim zamanda sabit debili bir damlatıcıdan alınan suyun bitki kök bölgesine ulaşma süresi tamamen toprak yapısına bağlıdır. Bu minimum sulama zamanın bilinmesi açısından önemli bir ölçüttür.
b. Dikilecek Bitki Türü: Damlama sulama sistemlerin planlanmasında dikilecek bitki türünün, bitki boyu ve taç iz düşüm alanın bilinmesi gerekir. Tamamen bu bilgiler ışığında kullanılacak boru miktarı, seçilecek damlatıcı aralığı, seçilecek damlatma hat uzunlukları belirlenebilir.
c. Dikim Aralık ve Mesafesi: Dikilecek bitkinin dikim aralık ve mesafesinin bilinmesi kullanılacak boru kalınlığı, damlatıcı aralığı ve hat uzunluğunun belirlenmesi ve toplam kullanılacak boru miktarının hesaplanmasında gereklidir.
d. Su Kaynağının Durumu ve Uzaklığı: Damla sulama sistemi kurulmadan önce kullanılacak suyun kuyu suyumu, açık kanal suyumu, yoksa durgun havuz veya gölet suyumu olduğu bilinmeli ve su kaynağının yeterli debide olduğundan emin olunmalıdır. Su kaynağının araziye göre konumu önemlidir. Eğer su kaynağı araziden daha aşağıda ise kullanılacak motor gücü daha fazla, yukarıda ise daha az olacaktır. Öte yandan su kaynağının araziye uzaklığı da kullanılacak ana taşıyıcı boru uzunluğunun hesaplanması açısından önemlidir.
e. Su Kalitesi: Damla sulamada kullanılacak su fazla tuzlu olmamalıdır. Tuzlu sular damla sulama sisteminde kullanılıyorlarsa bitki yakınlarında tuz birikimine neden olur ve arazide tuzlulaşma tehlikesi ortaya çıkar. Öte yandan fazla yosunlu, siltli sular çok iyi filtre edilmedikçe damla sulama sisteminde kullanılmamalıdır. Sulama amaçlı kullanılan sulamalarda az veya çok kireç bulunur ve zamanla damlatma deliklerini tıkayabilir. Bu nedenle sulama yapılırken suyun kireç içeriği oranında asit katılarak tıkanma önlenmelidir.
f. Kullanılacak Malzemelerin Teknik Özellikleri: Günümüzde en fazla nokta kaynaklı damlatıcılar kullanılarak damlatma boruları yapılmaktadır. Üretilen damlatıcıların sabit basınçta saatteki damlatma kapasiteleri bellidir ve satıcıdan öğrenilmelidir. Piyasada genellikle 2-4 litre/saatlik damlama kapasitesine sahip damlatma boruları bulunmaktadır. Hat uzunlukları ve damlatıcı sayıları belirlenirken boru çapı ve damlatıcıların damlatma kapasiteleri dikkate alınmalıdır. Ayrıca kullanılacak ana boru toprak yüzeyinde kalacaksa mutlaka UV ışınlarının zararlı etkilerinden etkilenmeyecek malzemelerden yapılmış olmalıdır. Bunun yanında kullanılacak filtrelerinin filtrasyon kapasitesi ve ana boruları taşıyabileceği maksimum debide bilinmelidir.
g. Ekonomik Şartlar: Damla sulama sistemi ülkemiz gelir düzeyi dikkate alındığında dekara maliyeti oldukça yüksek bir sistemdir. Sistem kurulmadan önce maliyeti net olarak belirlenmeli ve daha sonra proje uygulanmaya konulmalıdır.Yuvarlak Borularımızın Uzatma Mesafeleri (metre)
1 - 1.5 bar basınç ve düz arazide (4 l/h) (4 bara kadar dayanıklı)
Yuvarlak Borularımızın Uzatma Mesafeleri (metre)
1 - 1.5 bar basınç ve düz arazide (2 l/h) (4 bara kadar dayanıklı)
Damla Sulama Borularında Aranan Özellikler
Damla sulama boruları tabiat şartlarına özellikle de güneşe (ültraviyole ışınlarına) karşı korunmuş olmalıdır. Aksi halde boruda dağılmalar oluşabilmektedir. Damlatıcı (dripper) ile PE boru uygun şekilde birleşmiş olmalıdır. PE boruların et kalınlığı homojen, iç ve dış yüzeyleri pürüzsüz ve parlak olmalıdır. Damlatıcı debileri imalatçı tarafından verilen basınç-debi-boru uzatma mesafeleri değerlerini sağlamalıdır. Aksi halde projelendirme ile uygulama arasında ciddi anlamda problemler ortaya çıkabilir. Tarla şartlarında ölçekli bir kapla ölçüm yapılarak bu test edilebilir. Damla sulama boruları imalatçısı tarafından ömür (yaşlandırma) testleri yapıldıktan sonra piyasaya verilmelidir. Bunun için uygun PE hammaddesi, uygun karışımla kullanılmalıdır PE yuvarlak borunun çekme-kırılma-aşınma vb. olaylara karşı dayanıklı olması gerekmektedir. Bu basit olarak şu şekilde test edilebilir. Boru iki ucundan tutularak kuvvet uygulanır. Eğer kopma oluyorsa boru için yeterli elastikiyeti yoktur denilebilir. İyi bir PE boru için %100 uzama test edilebilir. Arazi şartlarında borularda çatlama-kırılma olmaması gerekmektedir. Yeni bir boruda bu şöyle test edilebilir: Aynı noktadan defalarca (100 defa olabilir) bükülüp açıldığı halde kırılma-çatlama yapmayan boru uygun borudur. Aynı test boru yüzeyi aşınması için de fikir verir.
Bitkinin Adı ( ml )
Narenciye 8,24
Elma 8,8
Kavun 5,5
Karpuz 5,5
Domates 6,5
Biber 5,75
Salatalık 5
Patates 6,5
Şeker Pancarı 7,25
Mısır 7
Bağ 6,5
Fasulye 4,75
Antep Fıstığı 9,3
Su İhtiyacının Belirlenmesi Bir bahçe musluğunun besleyebileceği damlatıcı sayısı; 16 mm çaplı boruların 2 lt olanından 300 adet, 4 lt olanından 180 adettir. Bitkinin sulama suyu istekleri, bitki çeşidine, bitki yetiştirdiği bölgeye, gelişme mevsiminin uzunluğuna, ortalama sıcaklık derecesine, yağış ve hava nemine göre değişmektedir. Bu nedenle çeşitli bitkilerin değişik iklim yörelerindeki su tüketimlerinin bilinmesi sulama sisteminin planlanması, projelendirilmesi ve işletme aşamalarındaki su ekonomisi yönünden önem taşır. Bitkilerin suya ihtiyaçlarının olup olmadığını tespit etmede en pratik yolun bitki kök ve saçak ortamından toprak örneklerinin alınmasıdır. Alınan bu örnekle, bir elin parmak ve avucu arasında sıkıştırıldığında ortaya çıkan sonuç sulama zamanının gelip gelmediğine karar vermede bir kriter olarak alınır. Alınan örneklerin aşırı nemli (sıkıştırıldığında avuçta su bırakması veya çamurlu kanaatinin oluşturulması) olduğunun tespiti halinde sulama mutlaka ertelenmeli sıkıştırma işlemi sonunda hiçbir yaşlılık görülmemesi halinde veya sıkıştırılan toprağın aynı zamanda baş parmak ile hafif şiddette dokunulması halinde çatlama ve dağılması söz konusu ise, sulama için geç kalınmış olduğunu göstermektedir. Her toprağın su tutma kapasitesi farklıdır. Toprakların su tutma kapasitesi toprak bünyesine göre değişmektedir. Toprakların su tutma kapasitesi hem sulama zamanını hem de sulama suyu miktarını etkilemektedir. Ülkemizde en yaygın olarak kullanılan yöntem gözlemle belirleme ile tansiyometreler ve nemölçerlerdir. Bu yöntemler kullanılırken göz önünde tutulması gereken en önemli husus toprakların su tutma kapasitelerinin farklı olduğu gerçeğidir. Kumlu topraklar killi topraklara göre daha az su tutar. Bundan dolayı bu topraklar daha sık sulanır ve her sulamada daha az miktarda sulama suyu uygulanır. Killi toprakların su tutma kapasiteleri yüksek ve su alma hızları düşük olduğu için daha uzun aralıklarla sulama yapılır ve her sulamada daha fazla sulama suyu uygulanır.
1 DEKAR(10m x100m)
ARAZİDEKİ
KULLANILACAK
BORU VE SU MİKTARI
|
SIRA ÜZERİ DAMLATICI ARALIĞI (cm)
| ||||||||||||||
20 | 25 | 30 | 33 | 35 | 40 | 50 | 60 | 70 | 75 | 80 | 90 | ||||
SIRA ARASI (cm )
|
10
| KAÇ METRE BORU GİDER | 10,000 | 10,000 | 10,000 | 10,000 | 10,000 | 10,000 | 10,000 | 10,000 | 10,000 | 10,000 | 10,000 | 10,000 | |
KAÇ LT SU KULLANILIR | 100,000 | 80,000 | 66,667 | 60,606 | 57,143 | 50,000 | 40,000 | 33,333 | 28,571 | 26,667 | 25,000 | 22,222 | |||
15
| KAÇ METRE BORU GİDER | 6,667 | 6,667 | 6,667 | 6,667 | 6,667 | 6,667 | 6,667 | 6,667 | 6,667 | 6,667 | 6,667 | 6,667 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 66,667 | 53,333 | 44,444 | 40,404 | 38,095 | 33,333 | 26,667 | 22,222 | 19,048 | 17,778 | 16,667 | 14,815 | |||
20
| KAÇ METRE BORU GİDER | 5,000 | 5,000 | 5,000 | 5,000 | 5,000 | 5,000 | 5,000 | 5,000 | 5,000 | 5,000 | 5,000 | 5,000 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 50,000 | 40,000 | 33,333 | 30,303 | 28,571 | 25,000 | 20,000 | 16,667 | 14,286 | 13,333 | 12,500 | 11,111 | |||
25
| KAÇ METRE BORU GİDER | 4,000 | 4,000 | 4,000 | 4,000 | 4,000 | 4,000 | 4,000 | 4,000 | 4,000 | 4,000 | 4,000 | 4,000 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 40,000 | 32,000 | 26,667 | 24,242 | 22,857 | 20,000 | 16,000 | 13,333 | 11,429 | 10,667 | 10,000 | 8,889 | |||
30
| KAÇ METRE BORU GİDER | 3,333 | 3,333 | 3,333 | 3,333 | 3,333 | 3,333 | 3,333 | 3,333 | 3,333 | 3,333 | 3,333 | 3,333 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 33,333 | 26,667 | 22,222 | 20,202 | 19,048 | 16,667 | 13,333 | 11,111 | 9,524 | 8,889 | 8,333 | 7,407 | |||
40
| KAÇ METRE BORU GİDER | 2,500 | 2,500 | 2,500 | 2,500 | 2,500 | 2,500 | 2,500 | 2,500 | 2,500 | 2,500 | 2,500 | 2,500 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 25,000 | 20,000 | 16,667 | 15,152 | 14,286 | 12,500 | 10,000 | 8,333 | 7,143 | 6,667 | 6,250 | 5,556 | |||
50 | KAÇ METRE BORU GİDER | 2,000 | 2,000 | 2,000 | 2,000 | 2,000 | 2,000 | 2,000 | 2,000 | 2,000 | 2,000 | 2,000 | 2,000 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 20,000 | 16,000 | 13,333 | 12,121 | 11,429 | 10,000 | 8,000 | 6,667 | 5,714 | 5,333 | 5,000 | 4,444 | |||
60
| KAÇ METRE BORU GİDER | 1,667 | 1,667 | 1,667 | 1,667 | 1,667 | 1,667 | 1,667 | 1,667 | 1,667 | 1,667 | 1,667 | 1,667 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 16,667 | 13,333 | 11,111 | 10,101 | 9,524 | 8,333 | 6,667 | 5,556 | 4,762 | 4,444 | 4,167 | 3,704 | |||
70
| KAÇ METRE BORU GİDER | 1,429 | 1,429 | 1,429 | 1,429 | 1,429 | 1,429 | 1,429 | 1,429 | 1,429 | 1,429 | 1,429 | 1,429 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 14,286 | 11,429 | 9,524 | 8,658 | 8,163 | 7,143 | 5,714 | 4,762 | 4,082 | 3,810 | 3,571 | 3,175 | |||
80
| KAÇ METRE BORU GİDER | 1,250 | 1,250 | 1,250 | 1,250 | 1,250 | 1,250 | 1,250 | 1,250 | 1,250 | 1,250 | 1,250 | 1,250 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 12,500 | 10,000 | 8,333 | 7,576 | 7,143 | 6,250 | 5,000 | 4,167 | 3,571 | 3,333 | 3,125 | 2,778 | |||
90
| KAÇ METRE BORU GİDER | 1,111 | 1,111 | 1,111 | 1,111 | 1,111 | 1,111 | 1,111 | 1,111 | 1,111 | 1,111 | 1,111 | 1,111 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 11,111 | 8,889 | 7,407 | 6,734 | 6,349 | 5,556 | 4,444 | 3,704 | 3,175 | 2,963 | 2,778 | 2,469 | |||
100
| KAÇ METRE BORU GİDER | 1,000 | 1,000 | 1,000 | 1,000 | 1,000 | 1,000 | 1,000 | 1,000 | 1,000 | 1,000 | 1,000 | 1,000 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 10,000 | 8,000 | 6,667 | 6,061 | 5,714 | 5,000 | 4,000 | 3,333 | 2,857 | 2,667 | 2,500 | 2,222 | |||
110
| KAÇ METRE BORU GİDER | 909 | 909 | 909 | 909 | 909 | 909 | 909 | 909 | 909 | 909 | 909 | 909 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 9,091 | 7,273 | 6,061 | 5,510 | 5,195 | 4,545 | 3,636 | 3,030 | 2,597 | 2,424 | 2,273 | 2,020 | |||
120
| KAÇ METRE BORU GİDER | 833 | 833 | 833 | 833 | 833 | 833 | 833 | 833 | 833 | 833 | 833 | 833 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 8,333 | 6,667 | 5,556 | 5,051 | 4,762 | 4,167 | 3,333 | 2,778 | 2,381 | 2,222 | 2,083 | 1,852 | |||
130
| KAÇ METRE BORU GİDER | 769 | 769 | 769 | 769 | 769 | 769 | 769 | 769 | 769 | 769 | 769 | 769 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 7,692 | 6,154 | 5,128 | 4,662 | 4,396 | 3,846 | 3,077 | 2,564 | 2,198 | 2,051 | 1,923 | 1,709 | |||
140
| KAÇ METRE BORU GİDER | 714 | 714 | 714 | 714 | 714 | 714 | 714 | 714 | 714 | 714 | 714 | 714 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 7,143 | 5,714 | 4,762 | 4,329 | 4,082 | 3,571 | 2,857 | 2,381 | 2,041 | 1,905 | 1,786 | 1,587 | |||
150
| KAÇ METRE BORU GİDER | 667 | 667 | 667 | 667 | 667 | 667 | 667 | 667 | 667 | 667 | 667 | 667 | ||
KAÇ LT SU KULLANILIR | 6,667 | 5,333 | 4,444 | 4,040 | 3,810 | 3,333 | 2,667 | 2,222 | 1,905 | 1,778 | 1,667 | 1,481 |
Damla sulama sistemi planlanmadan önce arazinin boyutları, eğimi, toprak yapısı gibi hususlar bilinmelidir. Arazi boyutları uygun ana boru ve damlatıcıların yerleştirilmesinde çok önemli bir kriterdir. Arazi eğilimine gelince, damla sulama sistemleri her ne kadar kapalı bir sistem olup basınçla çalışsalar da belirli eğimin üzerindeki arazilerde bazı önlemler alınmadan uygulanamazlar. Örneğin; eğim %10’un üzerinde ise arazinin üst kotu ile alt kotu arasında 1 atm’lik bir basınç farkı oluşur.%20 ise bu 2 atm.’e çıkar ve eğer arazi tek ana boru ile sulanıyorsa üst kısımda basınç 1 atm iken alt kısımda 3 atm olacağından buralardaki damlatıcılarda su damlama yerine basınçla fışkıracak ve damlama sistemi özelliğini kaybedecektir. Damlama sistemlerindeki basıncın 0,5–1,5 atm arasında olması gerektiği düşünüldüğünde tek ana boru ile %10’dan fazla eğimli arazilerde sistem kurulmamalıdır. Bu sorun ya yüksek basınç altında çalışan özel damlatma boruları aracı ile ya da basınç azaltıcı vanalar kullanmak sureti ile çözülebilir. Öte yandan eğimli arazilerde damlatma boruları kesinlikle eğime dik olarak yani eş yükselti eğrilerine paralel olarak yerleştirilmelidir. Böylece ilk damlatma başlığı ile son damlatma başlığı arasında basınçtan kaynaklanan debi farkı önlenmiş olur. Sistemin yapılacağı arazinin toprak yapısının bilinmesi de çok önemlidir. Çünkü birim zamanda sabit debili bir damlatıcıdan alınan suyun bitki kök bölgesine ulaşma süresi tamamen toprak yapısına bağlıdır. Bu minimum sulama zamanın bilinmesi açısından önemli bir ölçüttür.
b. Dikilecek Bitki Türü: Damlama sulama sistemlerin planlanmasında dikilecek bitki türünün, bitki boyu ve taç iz düşüm alanın bilinmesi gerekir. Tamamen bu bilgiler ışığında kullanılacak boru miktarı, seçilecek damlatıcı aralığı, seçilecek damlatma hat uzunlukları belirlenebilir.
c. Dikim Aralık ve Mesafesi: Dikilecek bitkinin dikim aralık ve mesafesinin bilinmesi kullanılacak boru kalınlığı, damlatıcı aralığı ve hat uzunluğunun belirlenmesi ve toplam kullanılacak boru miktarının hesaplanmasında gereklidir.
d. Su Kaynağının Durumu ve Uzaklığı: Damla sulama sistemi kurulmadan önce kullanılacak suyun kuyu suyumu, açık kanal suyumu, yoksa durgun havuz veya gölet suyumu olduğu bilinmeli ve su kaynağının yeterli debide olduğundan emin olunmalıdır. Su kaynağının araziye göre konumu önemlidir. Eğer su kaynağı araziden daha aşağıda ise kullanılacak motor gücü daha fazla, yukarıda ise daha az olacaktır. Öte yandan su kaynağının araziye uzaklığı da kullanılacak ana taşıyıcı boru uzunluğunun hesaplanması açısından önemlidir.
e. Su Kalitesi: Damla sulamada kullanılacak su fazla tuzlu olmamalıdır. Tuzlu sular damla sulama sisteminde kullanılıyorlarsa bitki yakınlarında tuz birikimine neden olur ve arazide tuzlulaşma tehlikesi ortaya çıkar. Öte yandan fazla yosunlu, siltli sular çok iyi filtre edilmedikçe damla sulama sisteminde kullanılmamalıdır. Sulama amaçlı kullanılan sulamalarda az veya çok kireç bulunur ve zamanla damlatma deliklerini tıkayabilir. Bu nedenle sulama yapılırken suyun kireç içeriği oranında asit katılarak tıkanma önlenmelidir.
f. Kullanılacak Malzemelerin Teknik Özellikleri: Günümüzde en fazla nokta kaynaklı damlatıcılar kullanılarak damlatma boruları yapılmaktadır. Üretilen damlatıcıların sabit basınçta saatteki damlatma kapasiteleri bellidir ve satıcıdan öğrenilmelidir. Piyasada genellikle 2-4 litre/saatlik damlama kapasitesine sahip damlatma boruları bulunmaktadır. Hat uzunlukları ve damlatıcı sayıları belirlenirken boru çapı ve damlatıcıların damlatma kapasiteleri dikkate alınmalıdır. Ayrıca kullanılacak ana boru toprak yüzeyinde kalacaksa mutlaka UV ışınlarının zararlı etkilerinden etkilenmeyecek malzemelerden yapılmış olmalıdır. Bunun yanında kullanılacak filtrelerinin filtrasyon kapasitesi ve ana boruları taşıyabileceği maksimum debide bilinmelidir.
g. Ekonomik Şartlar: Damla sulama sistemi ülkemiz gelir düzeyi dikkate alındığında dekara maliyeti oldukça yüksek bir sistemdir. Sistem kurulmadan önce maliyeti net olarak belirlenmeli ve daha sonra proje uygulanmaya konulmalıdır.Yuvarlak Borularımızın Uzatma Mesafeleri (metre)
1 - 1.5 bar basınç ve düz arazide (4 l/h) (4 bara kadar dayanıklı)
DAMLATICIARALIĞI (cm) | ÇALIŞMA BASINCI (bar) | LATERAL UZUNLUKLARI ( m ) | ||||||
EĞİMSİZ | AŞAĞI EĞİMLİ | YUKARI EĞİMLİ | ||||||
0% | 1% | 2% | 3% | 1% | 2% | 3% | ||
20 | 1,0 | 30 | 33 | 32 | 31 | 28 | 27 | 25 |
1,5 | 30 | 35 | 33 | 31 | 29 | 28 | 27 | |
25 | 1,0 | 35 | 40 | 38 | 37 | 33 | 31 | 29 |
1,5 | 35 | 42 | 40 | 37 | 34 | 32 | 31 | |
33 | 1,0 | 43 | 52 | 48 | 45 | 40 | 36 | 33 |
1,5 | 43 | 50 | 50 | 46 | 41 | 39 | 37 | |
40 | 1,0 | 50 | 58 | 56 | 53 | 45 | 41 | 38 |
1,5 | 50 | 61 | 58 | 50 | 47 | 44 | 41 | |
50 | 1,0 | 58 | 70 | 67 | 63 | 52 | 47 | 41 |
1,5 | 59 | 74 | 70 | 65 | 55 | 51 | 47 | |
60 | 1,0 | 67 | 82 | 78 | 73 | 59 | 51 | 44 |
1,5 | 67 | 87 | 81 | 75 | 62 | 56 | 52 | |
75 | 1,0 | 79 | 99 | 93 | 87 | 68 | 58 | 49 |
1,5 | 79 | 106 | 98 | 90 | 71 | 65 | 59 | |
100 | 1,0 | 97 | 127 | 119 | 109 | 81 | 66 | 54 |
1,5 | 98 | 138 | 126 | 114 | 86 | 76 | 66 |
Yuvarlak Borularımızın Uzatma Mesafeleri (metre)
1 - 1.5 bar basınç ve düz arazide (2 l/h) (4 bara kadar dayanıklı)
DAMLATICI ARALIĞI (cm) | ÇALIŞMA BASINCI (bar) | LATERAL UZUNLUKLARI ( m ) | ||||||
EĞİMSİZ | AŞAĞI EĞİMLİ | YUKARI EĞİMLİ | ||||||
0% | 1% | 2% | 3% | 1% | 2% | 3% | ||
20 | 1,0 | 40 | 46 | 45 | 43 | 37 | 35 | 32 |
1,5 | 41 | 48 | 46 | 43 | 39 | 37 | 35 | |
25 | 1,0 | 47 | 56 | 53 | 51 | 43 | 40 | 36 |
1,5 | 48 | 58 | 55 | 51 | 45 | 42 | 40 | |
33 | 1,0 | 58 | 70 | 67 | 63 | 52 | 47 | 41 |
1,5 | 59 | 74 | 69 | 64 | 55 | 51 | 47 | |
40 | 1,0 | 67 | 82 | 78 | 73 | 59 | 52 | 45 |
1,5 | 68 | 87 | 81 | 75 | 62 | 57 | 52 | |
50 | 1,0 | 79 | 99 | 94 | 89 | 68 | 58 | 49 |
1,5 | 80 | 106 | 99 | 90 | 72 | 65 | 58 | |
60 | 1,0 | 90 | 116 | 109 | 101 | 76 | 63 | 52 |
1,5 | 91 | 125 | 115 | 105 | 81 | 72 | 64 | |
75 | 1,0 | 107 | 141 | 131 | 121 | 87 | 70 | 56 |
1,5 | 108 | 148 | 140 | 125 | 94 | 81 | 70 | |
100 | 1,0 | 131 | 183 | 168 | 153 | 102 | 78 | 60 |
1,5 | 133 | 194 | 181 | 159 | 112 | 94 | 78 |
Damla sulama sisteminde tüm boru ve damlatıcıların siyah renkte olmaları istenir. Böylece güneş ışığının alg üremesine olan olumlu etkisi önlenir. Su akış yollarında yosun oluşumu da engellenmiş olur. Laterallar, uzunlukların boyunca damlatıcı debi farklılıklarını kabul edilebilir düzeyde tutmak için planlanırlar. Damla sulama sisteminde verimin yüksek olmasının temel sebebi, gübrenin sulama suyu ile birlikte uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Sulama suyunun fazla miktarda bir defada verilmesi yerine, sık aralıklarla düşük miktarlarda verilmesi toprak nem tansiyonunun tarla kapasitesi sınırları içerisinde tutulması açısından büyük önem taşımaktadır. Damla Sulama Borularının Temizliği ve Kontrolü Damla sulama sisteminde, sistemdeki borularda bulunan damlatıcılar dikkat edilmediği durumlarda tıkanmaktadır. Zaten damla sulama sisteminin en büyük sorunu da, boruların içine gecik şekilde bulunan damlatıcıların tıkanmasından kaynaklanmaktadır. Bu sorun kullanılan sulama suyunun kalitesinin düşük olmasından kaynaklanır. Özellikle tuzlu suların, sulama suyu olarak kullanıldığı bölgelerde, filtre ünitesi kullanılmadığı taktirde damlatıcılar tıkanmaktadır. Damla sulama borularını temizlemek ve bitki besin maddesi gereksinimini karşılamak amacıyla, sulama sezonu boyunca fosforik asit ya da nitrik asit uygulaması yapılması en uygun yöntemdir. Uygulama, sulama sezonu boyunca 17–20 günde bir, dekara 1 litre gelecek şekilde yapılmalıdır. Sisteme asit verilmeden önce, çalışma basıncına ulaşılıncaya kadar temiz su verilmesine dikkat edilmelidir. Daha sonra yarım saat süreyle asit verilir ve ardından borularda asitli su kalmaması için yeterli miktarda temiz su kullanılır. Ayrıca boruların içerisine dikkat edilmediği durumlarda pislikler karışmaktadır. Bu pislikleri temizlemek için de boruların sonları açılarak, temiz su gelinceye kadar su verilmesi işlemi uygulanmaktadır. Böcek ve Kemirgen Zararlılarına Karşı Alınabilecek Tedbirler Sulama sezonu boyunca damla sulama borularında olabilecek böcek zararlarına karşı böcek ilacı uygulaması yapılmalıdır. Böcek zararlarına karşı özellikle sulamanın gerekmediği zamanlarda dikkatli olunmalıdır. Böcek zararları daha çok boruların uzun süre kullanılmadığı zamanlarda artmaktadır. Ayrıca boruların kullanıldığı zamanlarda da kuş, karga, köpek gibi hayvanlar damlatıcıların bulunduğu yerleri zedelemektedirler. Sezon bitiminde boruların tarladan kaldırılırken mekanik zararlar oluşmaması bakımından; çok ufak çaplı makaralara sarılmamalarına dikkat edilmelidir. Toplanan makaralar kaldırıldıkları depolarda, fare gibi kemirgen hayvanların zarar vermelerine karşı da korunmalıdır.
Damla Sulama Borularında Aranan Özellikler
Damla sulama boruları tabiat şartlarına özellikle de güneşe (ültraviyole ışınlarına) karşı korunmuş olmalıdır. Aksi halde boruda dağılmalar oluşabilmektedir. Damlatıcı (dripper) ile PE boru uygun şekilde birleşmiş olmalıdır. PE boruların et kalınlığı homojen, iç ve dış yüzeyleri pürüzsüz ve parlak olmalıdır. Damlatıcı debileri imalatçı tarafından verilen basınç-debi-boru uzatma mesafeleri değerlerini sağlamalıdır. Aksi halde projelendirme ile uygulama arasında ciddi anlamda problemler ortaya çıkabilir. Tarla şartlarında ölçekli bir kapla ölçüm yapılarak bu test edilebilir. Damla sulama boruları imalatçısı tarafından ömür (yaşlandırma) testleri yapıldıktan sonra piyasaya verilmelidir. Bunun için uygun PE hammaddesi, uygun karışımla kullanılmalıdır PE yuvarlak borunun çekme-kırılma-aşınma vb. olaylara karşı dayanıklı olması gerekmektedir. Bu basit olarak şu şekilde test edilebilir. Boru iki ucundan tutularak kuvvet uygulanır. Eğer kopma oluyorsa boru için yeterli elastikiyeti yoktur denilebilir. İyi bir PE boru için %100 uzama test edilebilir. Arazi şartlarında borularda çatlama-kırılma olmaması gerekmektedir. Yeni bir boruda bu şöyle test edilebilir: Aynı noktadan defalarca (100 defa olabilir) bükülüp açıldığı halde kırılma-çatlama yapmayan boru uygun borudur. Aynı test boru yüzeyi aşınması için de fikir verir.
Bitkinin Adı ( ml )
Narenciye 8,24
Elma 8,8
Kavun 5,5
Karpuz 5,5
Domates 6,5
Biber 5,75
Salatalık 5
Patates 6,5
Şeker Pancarı 7,25
Mısır 7
Bağ 6,5
Fasulye 4,75
Antep Fıstığı 9,3
Su İhtiyacının Belirlenmesi Bir bahçe musluğunun besleyebileceği damlatıcı sayısı; 16 mm çaplı boruların 2 lt olanından 300 adet, 4 lt olanından 180 adettir. Bitkinin sulama suyu istekleri, bitki çeşidine, bitki yetiştirdiği bölgeye, gelişme mevsiminin uzunluğuna, ortalama sıcaklık derecesine, yağış ve hava nemine göre değişmektedir. Bu nedenle çeşitli bitkilerin değişik iklim yörelerindeki su tüketimlerinin bilinmesi sulama sisteminin planlanması, projelendirilmesi ve işletme aşamalarındaki su ekonomisi yönünden önem taşır. Bitkilerin suya ihtiyaçlarının olup olmadığını tespit etmede en pratik yolun bitki kök ve saçak ortamından toprak örneklerinin alınmasıdır. Alınan bu örnekle, bir elin parmak ve avucu arasında sıkıştırıldığında ortaya çıkan sonuç sulama zamanının gelip gelmediğine karar vermede bir kriter olarak alınır. Alınan örneklerin aşırı nemli (sıkıştırıldığında avuçta su bırakması veya çamurlu kanaatinin oluşturulması) olduğunun tespiti halinde sulama mutlaka ertelenmeli sıkıştırma işlemi sonunda hiçbir yaşlılık görülmemesi halinde veya sıkıştırılan toprağın aynı zamanda baş parmak ile hafif şiddette dokunulması halinde çatlama ve dağılması söz konusu ise, sulama için geç kalınmış olduğunu göstermektedir. Her toprağın su tutma kapasitesi farklıdır. Toprakların su tutma kapasitesi toprak bünyesine göre değişmektedir. Toprakların su tutma kapasitesi hem sulama zamanını hem de sulama suyu miktarını etkilemektedir. Ülkemizde en yaygın olarak kullanılan yöntem gözlemle belirleme ile tansiyometreler ve nemölçerlerdir. Bu yöntemler kullanılırken göz önünde tutulması gereken en önemli husus toprakların su tutma kapasitelerinin farklı olduğu gerçeğidir. Kumlu topraklar killi topraklara göre daha az su tutar. Bundan dolayı bu topraklar daha sık sulanır ve her sulamada daha az miktarda sulama suyu uygulanır. Killi toprakların su tutma kapasiteleri yüksek ve su alma hızları düşük olduğu için daha uzun aralıklarla sulama yapılır ve her sulamada daha fazla sulama suyu uygulanır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)